Translation of "Bırakmayın" in English

0.098 sec.

Examples of using "Bırakmayın" in a sentence and their english translations:

Kanıt bırakmayın.

Don't leave evidence.

Bizi bırakmayın.

Don't leave us.

Beni bırakmayın.

Don't let go of me.

Şansa bırakmayın.

Don't take chances.

Belgeleri bırakmayın!

Don't leave the papers!

Yağmura maruz bırakmayın.

- Don't expose it to the rain.
- Don't expose it to the rain!

Girişi korunmasız bırakmayın.

Don't leave the entrance unprotected.

Pencereleri açık bırakmayın.

Don't leave the windows open.

Onları yalnız bırakmayın.

Don't leave them alone.

Kapıları açık bırakmayın.

Don't leave the doors open.

Suyu açık bırakmayın.

Don't leave the water running.

Kapıyı açık bırakmayın.

Don't leave the door open.

Beni arkada bırakmayın!

Don't leave me behind!

Beni dışarıda bırakmayın.

Don't bar me out.

Beni muallakta bırakmayın.

Don't keep me in suspense.

Beni geride bırakmayın.

Don't leave me behind.

Lütfen kapıyı açık bırakmayın.

Would you please not leave the door open?

Onu yağmura maruz bırakmayın!

Don't expose him to the rain!

O köpeği serbest bırakmayın.

Don't release that dog.

Değerli eşyaları arabada bırakmayın.

- Don't leave valuable items in a car.
- Don't leave valuable items in the car.

Değerli öğeleri araçta bırakmayın.

Do not leave valuable items in the vehicle.

Lütfen bizi burada bırakmayın.

Please don't leave us here.

Hizmeti beğenmezseniz bahşiş bırakmayın.

If you don't like the service, don't leave a tip.

Lütfen Facebook'unuzu açık bırakmayın.

Please don't leave your Facebook open.

Köpeği bütün gün bırakmayın.

Don't leave your dog in all day.

Ellerinizi pencerenin dışında bırakmayın.

Don't leave your hands outside the window.

O tutukluyu serbest bırakmayın.

Don't release that prisoner.

Onları asla yalnız bırakmayın.

Don't ever leave them alone.

Plajda eşyalarınızı gözetimsiz bırakmayın.

Don't leave your belongings unattended at the beach.

Onu planların dışında bırakmayın.

Don't leave her out of the plans.

Lütfen bagajınızı gözetimsiz bırakmayın.

Please do not leave your luggage unattended.

İşlerinizi yarım yapılmış bırakmayın.

Don't leave things half done.

Fotoğrafları güneşe maruz bırakmayın.

Don't expose photos to the sun.

Beni burada yalnız bırakmayın.

Don't leave me alone here.

Çoraplarınızı kanepenin altında bırakmayın.

Don't leave your socks under the couch.

Lütfen pencereleri açık bırakmayın.

Please don't leave the windows open.

Odadan ayrıldığınızda ışıkları açık bırakmayın.

- Do not leave the lights on when you leave the room.
- Don't leave the lights on when you leave the room.

Bizi kaderimizle baş başa bırakmayın.

Don't leave us to our fate.

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.

Please don't leave valuable things here.

Lütfen geride hiçbir şey bırakmayın.

Please leave nothing behind.

Değerli eşyaları bir arabada bırakmayın.

Don't leave valuable items in a car.

Lütfen beni Tom'la yalnız bırakmayın.

Please don't leave me alone with Tom.

Bitkiyi doğrudan güneş ışığına maruz bırakmayın.

Don't expose the plant to direct sunlight.

Banyoyu böyle bir karmaşa içinde bırakmayın.

Don't leave the bathroom in such a mess.

- Beni yalnız bırakma.
- Beni yalnız bırakmayın.

- Don't leave me by myself!
- Don't leave me alone!

Toplantı odasında herhangi bir bilgisayar bırakmayın.

Don't leave any computer in the meeting room.

Cildinizi çok uzun süre güneşe maruz bırakmayın.

Don't expose your skin to the sun for too long.

- Aracınızda değerli eşyalarınızı bırakmayın.
- Değerli eşyalarını aracında bırakma.
- Değerli eşyalarınızı aracınızda bırakmayınız.
- Değerli eşyalarınızı aracınızda bırakmayın.

Don't leave valuables in your vehicle.

- Tedbiri elden bırakma.
- Gardını düşürme.
- Tedbiri elden bırakmayın.

Don't let your guard down.

Dil önemli bir konudur, bu nedenle dilbilimcilere bırakmayın.

Language is an important matter, so don't leave it to the linguists.

- Arabanda değerli eşyalar bırakma.
- Arabanızda değerli eşya bırakmayın.

Don't leave valuables in your car.

- Lütfen bunu orada bırakmayın.
- Lütfen şunu orada bırakma.

Please don't leave it there.

Konsol veya aksesuarları yüksek sıcaklık, yüksek nem ya da doğrudan güneş ışığına maruz bırakmayın. (5 °C ile 35 °C veya 41°F ile 95°F aralığında sıcaklığa sahip bir ortamda kullanın)

Do not expose the console or accessories to high temperatures, high humidity or direct sunlight (use in an environment where temperatures range from 5 °C to 35 °C or 41 °F to 95 °F).