Translation of "Diktatörlük" in English

0.017 sec.

Examples of using "Diktatörlük" in a sentence and their english translations:

Eşitsizlik, hava kirliliği, diktatörlük,

inequality, pollution, dictatorship,

Arjantin'de askeri diktatörlük mü var?

Did Argentina have a military dictatorship?

Pinochet askeri bir diktatörlük uyguladı.

Pinochet applied a military dictatorship.

Anayasa, diktatörlük sırasında ilan edildi.

The Constitution was proclaimed during the dictatorship.

Uruguay'daki diktatörlük "Cóndor Planı"nın parçasıydı.

[reporter] Uruguayan dictatorship was part of the so-called "Plan Cóndor,"

Myanmar askeri bir diktatörlük tarafından yönetiliyor.

Myanmar is ruled by a military dictatorship.

Öbür tarafta, Eritre var. Kuzey Kore'yi İsveç gibi gösteren bir diktatörlük.

On the other side, we have ERITREA, a dictatorship that makes North Korea look like Sweden.

O bir faşist diktatörlük olabilir ama en azından trenler zamanında çalışırlar.

It may be a fascist dictatorship, but at least the trains run on time.

Beyaz Rusya, ABD eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice tarafından "Avrupa'nın kalbinde kalan son gerçek diktatörlük" olarak tanımlanmıştır.

Belarus has been described by former US secretary of state Condoleezza Rice as "the last remaining true dictatorship in the heart of Europe".