Translation of "Demokrasi" in English

özgür demokrasi kırılmış.

is that liberal democracy is broken.

Demokrasi çoğunluğun diktatörlüğüdür.

Democracy is the dictatorship of the majority.

Şimdi özgür demokrasi.

Free democracy now!

Arjantin'de demokrasi mi var?

Argentina have a democracy?

Demokrasi bir hükümet şeklidir.

Democracy is one form of government.

Demokrasi Antik Yunanistan kökenlidir.

Democracy originated in Ancient Greece.

Almanya'da parlamenter demokrasi vardır.

Germany is a parliamentary democracy.

Demokrasi bir yönetim şeklidir.

- Democracy is one form of government.
- Democracy is a form of government.

Demokrasi özgürlüğü teşvik eder.

Democracy encourages freedom.

ABD örnek bir demokrasi ülkesi.

The United States is typical of the democratic countries.

Gerçek demokrasi ücretsiz konuşma sağlar.

A true democracy allows free speech.

Demokrasi uzun vadede muzaffer olacaktır.

Democracy will be victorious in the long run.

Kanada demokrasi için bir modeldir.

Canada is a model for democracy.

Cezayir etkili bir demokrasi değildir.

Algeria isn't an effective democracy.

Amerika Birleşik Devletleri'nde bir demokrasi olmazsa

We know that if we can't have a democracy in the United States,

Sohbet, demokrasi konseptindeki en zorlu şey

Conversation is the most difficult thing in a democracy

Karakteristik demokrasi, ülke yönetiminin bir şeklidir.

Representative democracy is one form of government.

Özgür bir basın demokrasi için gereklidir.

A free press is essential for democracy.

Lincoln'a demokrasi hakkında konuşması tavsiye edildi.

Lincoln was advised to talk about democracy.

Dünyada demokrasi nasıl geldi? Bilen var mı?

How did democracy emerge in the world? Anybody knows?

Magna Carta. Magna Carta demokrasi değildir arkadaşlar.

Magna Carta. Magna Carta is not democracy, guys.

Demokrasi ve toplum için de bir tehdit.

It's a threat for democracy and society.

Hristiyan Demokrasi artık o kadar önemli değil.

Christian Democracy is not that important anymore.

Savaştan sonra, demokrasi fikri Japonya geneline yayıldı.

After the war, the idea of democracy spread throughout Japan.

O günlerde yeni bir demokrasi türü gelişiyordu.

In those days, a new type of democracy was rising.

Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.

Democracy is the government of the people, by the people, for the people.

Onlar bizim demokrasi içinde olduğumuza inanmazı istiyorlar.

They want us to believe that we are in a democracy.

Tüm hükümet biçimlerinden, demokrasi en az kötüdür.

Of all the forms of government, democracy is the least bad.

Savaşta demokrasi adına birçok genç insan öldü.

Many young people died in the war in the name of democracy.

Demokrasi gıda ve çimento gibi ihraç edilebilir değildir.

Democracy is not exportable like food or cement.

Demokrasinin bütün sorunları daha fazla demokrasi ile tedavi edilebilir.

All the ills of democracy can be cured by more democracy.

Demokrasi petrol zengini ülkelerde savunulmalı ama Suudi Arabistan'da değil.

Democracy must be defended in all oil-rich countries, but not in Saudi Arabia.

şu an dünya insanlarının üçte ikisi demokrasi çatısı altında yaşıyor.

with two-thirds of the world's people living in democracies.

Denenmiş olan tüm diğerleri hariç, demokrasi yönetimin en kötü şeklidir.

Democracy is the worst form of government, except all the others that have been tried.

Bir B-52 tek bir uçuşta ne kadar demokrasi yardırabilir?

How much democracy can a B-52 unleash in a single flight?

Demokrasi, bizim layık olduğumuzdan daha iyi yönetilmeyeceğimizi garanti eden bir yöntemdir.

Democracy is a method which ensures that we should not be governed better than we deserve.

Demokrasi öğle yemeği için ne yiyeceğini oylayan iki kurt ve bir kuzudur.

Democracy is two wolves and a lamb voting on what to have for lunch.

- İspanya'nın 1975'ten beri bir demokrasisi var.
- İspanya'da 1975'ten bu yana demokrasi bulunmaktadır.

Spain has been a democracy since 1975.

Demokrasi; iki kurt ve bir koyunun, akşam yemeğinde ne yenileceği hakkında oylama yapmasından daha fazlası olmalı.

Democracy must be something more than two wolves and a sheep voting on what to have for dinner.