Translation of "Dayanamıyor" in English

Sami ona dayanamıyor.

Sami can't stand her.

Tom bunu düşünmeye dayanamıyor.

Tom can't bear to think about it.

Tom kan görmeye dayanamıyor.

Tom can't stand the sight of blood.

Tom öyle insanlara dayanamıyor.

Tom can't stand people like that.

Tom Mary'yi çok mutlu görmeye dayanamıyor.

Tom can't stand seeing Mary so happy.

Tom daha fazla düz durmaya dayanamıyor.

Tom can't stand up straight anymore.

Tom soğuğa aldırış etmiyor ama Mary dayanamıyor.

Tom doesn't mind the cold, but Mary can't stand it.

Tom Mary'yi o kadar mutsuz görmeye dayanamıyor.

Tom can't bear to see Mary so unhappy.

- Tom özellikle sana katlanamıyor.
- Tom sana hiç dayanamıyor.

Tom doesn't like you very much either.

Tom buradaki sıcak ve bunaltıcı yazlara dayanamıyor bu yüzden dağlara gidiyor.

Tom can't stand the hot and muggy summers here, so he heads for the mountains.