Translation of "Düşme" in English

Umutsuzluğa düşme.

Don't despair.

Bir düşme sesi duydum.

I heard a thump.

Tom'un düşme korkusu vardı.

Tom had a fear that he would fall down.

Diğer şirketlerin gerisine düşme!

Don't fall behind other companies!

Düşme sırasında dirseğini vurdu.

She hit her elbow during a fall.

Ve sürekli düşme tehlikesi altındayız.

and in constant jeopardy of falling apart.

Hava karardıkça... ...düşme riski artıyor.

The darker it gets, the higher the risk of falling.

Bir düşme sesi duyduğumu sandım.

- I thought I heard a thud.
- I thought that I heard a thud.

Dikkat et de, güverteden düşme.

Be careful not to fall overboard.

Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.

Chris risks falling behind in the science class.

Ancak, Bautzen'de düşmanın kanadına düşme planı ters gitti.

But the plan for him to fall on the enemy’s flank at Bautzen went awry.