Translation of "Düğümü" in English

Düğümü sıkmalısın.

You must tighten the knot.

Bu düğümü çözemiyorum.

I can't untie this knot.

Tom düğümü sıktı.

Tom tightened the knot.

Ben düğümü sıktım.

I tightened the knot.

Tom kravatındaki düğümü düzeltti.

Tom straightened the knot on his tie.

Bu düğümü çözebilir misin?

Can you untie this knot?

Tom kravatındaki düğümü gevşetti.

Tom loosened the knot on his tie.

Bu düğümü çözemem; fazla sıkı!

I can't untie this knot; it's too tight!

Tom düğümü çözerken bıçağı dişlerinin arasında tuttu.

Tom held the knife between his teeth as he untied the knot.

Tom bana bir kare düğümü nasıl bağlayacağımı öğretti.

Tom taught me how to tie a square knot.

- Tom ağzındaki bağı çözdü.
- Tom düğümü çözüp ağzındaki bağı çıkardı.

Tom untied the knot and removed the gag.