Translation of "Yanıyor" in English

0.006 sec.

Examples of using "Yanıyor" in a sentence and their english translations:

Kömür yanıyor.

The coal is burning.

Yanaklarım yanıyor.

My cheeks burn.

Ev yanıyor.

- The house is on fire.
- The house is on fire!
- The house is burning.

Boğazım yanıyor.

My throat burns.

Apartman yanıyor.

The apartment building is on fire.

Orman yanıyor.

The forest is burning.

Çalı yanıyor.

The bush is burning.

Evler yanıyor.

The houses are burning.

Bina yanıyor.

- The building is on fire.
- The building's on fire.

O yanıyor.

It's on fire.

Gözlerim yanıyor.

My eyes are burning.

Ev yanıyor!

The house is on fire!

Ağaç yanıyor.

The tree is burning.

"Minneapolis yanıyor."

"Minneapolis on fire."

Yatak yanıyor!

The bed is on fire!

Roma yanıyor.

Rome is burning.

Evin yanıyor.

Your house is on fire.

Araban yanıyor.

- Your car's on fire.
- Your car is on fire.

Ahır yanıyor.

- The barn's on fire.
- The barn is on fire!

Gökdelen yanıyor.

The skyscraper is burning.

Eviniz yanıyor!

Your house is on fire!

Ahır yanıyor!

- The barn's on fire.
- The barn is on fire!

Tekne yanıyor.

The boat is on fire.

Çatı yanıyor.

The roof is on fire.

Evimiz yanıyor!

Our house is on fire!

Sağ gözüm yanıyor.

My right eye feels hot.

Evimizin çatısı yanıyor!

Our house's roof is on fire!

Tom'un evi yanıyor.

Tom's house is on fire.

Bak! Araba yanıyor!

Look! The car is on fire!

Bir şey yanıyor.

Something's burning.

İmmobilizer ışığı yanıyor.

The immobiliser light is on.

Bak! Kitap yanıyor.

Look! The book is burning.

Derim kolayca yanıyor.

My skin burns easily.

Onlardan altısı yanıyor.

Six of them are burning.

Kum sıcaktan yanıyor.

The sand is burning hot.

Yangın hala yanıyor.

- The campfire is still burning.
- The fire is still burning.

Bak, ahır yanıyor!

Look, the barn is on fire!

Tom'un saçı yanıyor.

Tom's hair is on fire.

Bütün Dünya yanıyor.

The whole world is on fire.

Tom'un arabası yanıyor.

Tom's car is on fire.

Sobadaki kömür yanıyor.

The coal in the stove is burning.

Amazon ormanları yanıyor.

The Amazon is burning.

Ah, hayır! Evim yanıyor!

Oh, no! My house is on fire!

Şu bina yanıyor olmalı.

That building must be on fire.

O öfke ile yanıyor.

He is burning with anger.

Kamp ateşi hâlâ yanıyor.

The campfire is still burning.

Sanırım bir şey yanıyor.

I think something's burning.

O galiba cehennemde yanıyor.

She is probably burning in hell.

Tom'un odasındaki ışık yanıyor.

The light is on in Tom's room.

Ateş artık güzelce yanıyor.

The fire's blazing nicely now.

Noel ağacındaki mumlar yanıyor.

The candles on the Christmas tree are burning.

Buradan çıkmalıyız. Bina yanıyor.

We have to get out of here. The building's on fire.

Aman Allah'ım! O yanıyor!

Oh my God! It's on fire!

Otoparktaki bir araba yanıyor.

A car in the parking lot is on fire.

Bu nedenle ışıklar kırmızı yanıyor ...

For this reason, lights are beginning to flash red…

Yangın şiddetli bir şekilde yanıyor.

The fire is burning furiously.

Motoru kontrol edin ışığı yanıyor.

The check engine light is on.

- Acıyor!
- Canım acıyor!
- Canım yanıyor!

It hurts!

Sami'nin evi şu anda yanıyor.

Sami's house is burning down right now.

Amazon yağmur ormanları rekor seviyede yanıyor.

The Amazon rainforest is burning at record rates.

- Canın yanıyor mu?
- Ağrın var mı?

- Are you in pain?
- Are you suffering?

Senin çöp kutun alevler içinde yanıyor.

Your garbage can is on fire.

- Tom'un ışığı yanıyor.
- Tom'un ışığı açık.

Tom's light is on.

Gözlerimde biraz şampuan var ve o yanıyor.

I got some shampoo in my eyes and it stings.

Mary son sayfada yazdı: "Uzay gemisi yanıyor."

On the last page, Mary wrote: "The spaceship is on fire."

- Tom! Araba yanıyor!
- Tom! Araba alevler içinde.

Tom! The car is on fire!

Evimiz yanıyor ve biz başka bir yere bakıyoruz.

Our house is burning and we look elsewhere.

Tom mikrofonu kaptı ve bağırdı "toplantı salonu yanıyor!"

Tom grabbed the microphone and yelled "The auditorium is on fire!"

Tom'un ki hariç, bu sokaktaki her evde ışıklar yanıyor.

The lights are on in every house on this street, except for Tom's.

- Öksürürken ağrı acı oluyor mu?
- Öksürürken canınız yanıyor mu?

Does it hurt when you cough?

- Acıyor! Kes şunu!
- Canım yanıyor! Kes şunu!
- Canım acıyor! Kes şunu!

That hurts! Stop it!