Translation of "Buldular" in English

- Onlar Tom'u buldular.
- Tom'u buldular.

They found Tom.

Yolunu buldular.

TV screens.  

Onu buldular.

They found it.

Onlar aradıklarını buldular.

They found what they were looking for.

Onlar birbirlerini buldular.

They found each other.

Onlar bunu buldular.

They found this.

Onlar bizi buldular.

They found us.

Onlar ne buldular?

- What did they find?
- What are their findings?

Onu buldular mı?

Have they found him yet?

Onlar nasıl buldular?

How did they find out?

Bizi nasıl buldular?

How did they find us?

- Onu kalabalığın arasında buldular.
- Onu kalabalığın içinde buldular.

They found him in the crowd.

Bunu kuralları yıkarak buldular.

They did it by breaking and bending rules.

Onlar çalınan parayı buldular.

They found the stolen money.

Onlar kalabalıkta Tom'u buldular.

They found Tom in the crowd.

Çocuklar bir sikke buldular.

The boys have found a coin.

Onlar odayı boş buldular.

They found the room empty.

Onlar birkaç ceset buldular.

They have found several bodies.

Onlar bir meteorit buldular.

They found a meteorite.

Mürettebat bir kaçak yolcu buldular.

The crew found a stowaway.

Kurbanın elinde barut artığı buldular.

They found gunshot residue on the victim's hand.

Şimdiye kadar Tom'u buldular mı?

Did they ever find Tom?

Tom ve Mary koltuklarını buldular.

Tom and Mary found their seats.

Tom'u suçlu buldular, değil mi?

They found Tom guilty, right?

Onlar Tom'u buldular, değil mi?

They found Tom, didn't they?

Onlar onları buldular, değil mi?

They found them, didn't they?

Gardiyanlar Dan'in hücresini boş buldular.

The guards found Dan's cell empty.

Polisler yerde biraz kan buldular.

The police found some blood on the floor.

- Onu buldular.
- Onlar onu buldu.

They found her.

Ilgili ve merhametli baba figürleri buldular.

within these extremist groups.

Çok önemli ve olağanüstü objeler buldular-

They found the most remarkable and spectacular objects -

Onu başkan olarak seçmeyi uygun buldular.

They agreed to elect him as president.

Tom ve Mary bir şey buldular.

Tom and Mary have found something.

Onlar Rachel'i büyük acı içinde buldular.

They found Rachel in great pain.

Onlar çantada 12 milyon dolar buldular.

They found 12 million dollars in a suitcase.

Tom ve John yeni sevgili buldular.

Tom and John have found new girlfriends.

Tom'un ailesi onu odasında bilinçsiz buldular.

- Tom's parents found Tom unconscious in his room.
- Tom's parents found him unconscious in his room.

çok tuhaf objeler - ve Tufan Tabletini buldular.

completely bizarre objects - and the Flood Tablet.

Saraylar, tapınaklar ve eksiksiz bir kütüphane buldular.

In fact, they found palaces, grand palaces, and a whole library.

Onlar kasabaya taşındıklarında arkadaş edinmeyi kolay buldular.

When they moved to the town, they found it easy to make friends.

Onlar o uçağa ne olduğunu buldular mı?

Have they found out what happened to that airplane?

Çocuklar yatağın altında saklı noel hediyeleri buldular.

Children found Christmas presents hidden under the bed.

Onlar bu hastalık için bir tedavi buldular.

They have devised a cure for this illness.

Hannibal'in kuvvetleri kendilerini ağır tipilerle savaşır halde buldular.

Hannibal's troops find themselves battling heavy snowstorms.

İyi tamam cezalarını buldular da eser ortada yok

Well okay they found their punishment but the work is not there

Polisler odaya girdiğinde, Tom'u bir sandalyeye bağlı buldular.

When the police entered the room, they found Tom tied to a chair.

Onlar seni ve aileni de buldular, değil mi?

They also found you and your family, right?

Yetişkinlerin kısa vadede dili çocuklardan daha hızlı öğrendiklerini buldular.

adults actually learn languages faster than children in the short run.

Yeni doğmuş bir bebeğin vücudunu bir dondurucunun içinde buldular.

They found the body of a newborn baby in a freezer.

Onlar 2000 yıl öncesinden kalma antika bir kase buldular.

They found an ancient bowl from 2,000 years ago.

Ve onlar kendilerini Narnia denen sihirli bir dünyada buldular.

And they found themselves in a magical world called Narnia.

- Onu buldular, değil mi?
- Onlar onu buldu, değil mi?

They found her, didn't they?

Onlar birkaç içki içti ve kendilerini birlikte yatarken buldular.

They had a few drinks and ended up sleeping together.

Kazadan kısa bir süre sonra orada canlı bir hayvan buldular.

Soon after the accident they found a live animal there.

- Onlar bir şey buldu mu?
- Herhangi bir şey buldular mı?

Did they find anything?

Justin'in evi polis tarafından basıldı ve onlar açıkta kokain buldular.

Justin's home was raided by the police and they found cocaine in plain-sight.

Polisler bodruma girdiğinde Tom'u ağzında bir koli bandıyla bir sandalyeye bağlı buldular.

When the police entered the basement, they found Tom tied to a chair with duct tape over his mouth.

Arkeologlar eski bir Mısır mezarını kazarken mükemmel bir şekilde korunmuş bal tencereleri buldular.

Archeologists have found pots of perfectly preserved honey while excavating an ancient Egyptian tomb.

Çinliler, çocukları İngilizceyi ne kadar iyi bilirlerse, Çincede o kadar az deyimsel ifadeler kullandıklarını buldular.

The Chinese have found that the better their children know English, the less they use idiomatic expressions in Chinese.