Translation of "Binerken" in English

0.002 sec.

Examples of using "Binerken" in a sentence and their english translations:

Taksiye binerken Nancy'yi gördü.

He caught sight of Nancy getting into a taxi.

Tom uçağa binerken tutuklandı.

- Tom got arrested just as he was boarding the plane.
- Tom was arrested just as he was boarding the plane.

Tom'u otobüse binerken gördün mü?

Did you see Tom get on the bus?

Onu parkta bir bisiklete binerken buldum.

I found him riding a bicycle in the park.

Bir çocuk bisikletine binerken cüzdanımı çarptı.

A boy snatched my purse as he rode by on his bicycle.

Ben bisiklete binerken yağmur yağmaya başladı.

While I was cycling, the rain started.

Tom'u lacivert bir minibüse binerken gördüm.

I saw Tom getting into a dark blue van.

Tom motosikletine binerken daima gözlük takar.

Tom always wears goggles when he rides his motorcycle.

Tom, Meryem'i John'un arabasına binerken gördüğünü söyledi.

- Tom said he saw Mary get into John's car.
- Tom said that he saw Mary get into John's car.

Bir bisiklete binerken iki bacağımı da kırdım.

I broke both my legs riding a bicycle.

Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.

When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line.

- Araç sürerken her zaman kask takın.
- Motor ve bisiklete binerken her zaman kask takın.

Always wear a helmet when you're riding.

- Motoruma binerken kaskımı her zaman takarım.
- Motorumu kullanırken kaskım hep takılıdır.
- Motorumu sürerken kaskım hep kafamdadır.

I always wear my helmet when I ride my motorcycle.