Translation of "çarptı" in English

Onlar çarptı.

They crashed.

Kafasını çarptı.

He banged his head.

Pencere çarptı.

The window blew shut.

Gemi kayalara çarptı.

The ship crashed on the rocks.

Kamyon arabamıza çarptı.

The truck bumped into our car.

Araba polise çarptı.

The car ran down the policeman.

O, gözüme çarptı.

She caught my eye.

Evini yıldırım çarptı.

His house was struck by lightning.

Çocuk bardağa çarptı.

The boy knocked the glass over.

Başını tavana çarptı.

He bumped his head against the ceiling.

Tom kafasını çarptı.

- Tom banged his head.
- Tom bumped his head.

Tom dizini çarptı.

Tom banged his knee.

Tekne iskeleye çarptı.

The boat crashed into the pier.

Araba, kamyona çarptı.

The car crashed into the truck.

Araba duvara çarptı.

The car crashed into the wall.

Hastanedeyim. Yıldırım çarptı.

I'm at the hospital. I got struck by lightning.

Beni yıldırım çarptı.

- I got hit by lightning.
- I was struck by lightning.

Tom şiddetle çarptı.

Tom crashed.

Uçak eve çarptı.

The plane crashed into the house.

Onu yıldırım çarptı.

He was hit by lightning.

Top çite çarptı.

The ball hit the fence.

Sami kapıyı çarptı.

Sami slammed the door.

Tom arabasını çarptı.

Tom crashed his car.

- Tom'a bir golf topu çarptı.
- Tom'a golf topu çarptı.

Tom was hit by a golf ball.

Kafasına bir taş çarptı.

A stone hit him on the head.

Araba bir korkuluğa çarptı.

The car ran into a guardrail.

Haberlerde kalbi hızlıca çarptı.

His heart beat fast at the news.

Top onun gözüne çarptı.

The ball hit her in the eye.

Kamyon bir arabaya çarptı.

The truck bumped into a car.

Bir kamyon köpeğe çarptı.

A truck hit the dog.

Motosiklet telefon direğine çarptı.

The motorbike struck the telephone pole.

O, öfkeyle kapıyı çarptı.

He banged the door in anger.

O, kafasını rafa çarptı.

He hit his head on the shelf.

Tayfun Kanto bölgesine çarptı.

The typhoon struck the Kanto district.

Başını bir sütuna çarptı.

He bumped his head against a post.

Tom ayak parmağını çarptı.

Tom stubbed his toe.

Titanik bir buzdağına çarptı.

The Titanic hit an iceberg.

Tom kafasını rafa çarptı.

Tom hit his head on the shelf.

Tom bana yanlışlıkla çarptı.

- Tom hit me by mistake.
- Tom hit me by accident.

Tom'a bir araba çarptı.

Tom got hit by a car.

O yanlışlıkla bana çarptı

He hit me by mistake.

Araba bir ağaca çarptı.

- The car ran into a tree.
- The car hit a tree.

Tom başını duvara çarptı.

Tom bashed his head against the wall.

Gemi bir kayaya çarptı.

Their ship struck a rock.

Tom öfkeyle kapıyı çarptı.

Tom angrily slammed the door.

Motosiklet bir arabaya çarptı.

The motorcycle crashed into a car.

Bir uçak dağa çarptı.

A plane crashed into a mountain.

Bir şey bana çarptı.

Something hit me.

Bir araba Tom'a çarptı.

A car hit Tom.

Köpeğime bir araba çarptı.

My dog was hit by a car.

Onlara bir araba çarptı.

A car hit them.

Ona bir araba çarptı.

A car hit him.

Dan bir ağaca çarptı.

Dan crashed into a tree.

Tom bir ağaca çarptı.

Tom crashed into a tree.

Tom'un evini yıldırım çarptı.

- Lightning struck Tom's house.
- Tom's house was struck by lightning.

Işık, Tom'un gözlerine çarptı.

The light hit Tom's eyes.

O onun kafasına çarptı.

He hit him on the head.

Top üst direğe çarptı.

The ball hit the crossbar.

Mary'nin evini yıldırım çarptı.

Mary's house was struck by lightning.

O, dizini sandalyeye çarptı.

He knocked his knee against the chair.

Sami'ye bir araba çarptı.

Sami was hit by a car.

Leyla'ya bir araba çarptı.

Layla was hit by a car.

Motosiklet, telgraf direğine çarptı.

The motorcycle hit the telegraph pole.

Araba bir duvara çarptı.

The car hit a wall.

Tom yumruğunu masaya çarptı.

Tom slammed his fist on the table.

Sami'nin kalbi yere çarptı.

Sami's heart hit the floor.

Bana golf topu çarptı.

I was hit by a golf ball.

- Tom otoyolda bir geyiğe çarptı.
- Tom yolda bir geyiğe çarptı.

Tom hit a deer on the highway.

O, kafasını bir kayaya çarptı.

He hit his head against a rock.

O, arabayı lamba direğine çarptı.

He ran the car into a lamppost.

Tom'a bir golf topu çarptı

Tom got hit by a golf ball.

Araba çite çarptı ve devrildi.

The car hit the fence and turned over.

Bir adam neredeyse bize çarptı.

A guy nearly ran into us.

Tom odadan çıkarken kapıyı çarptı.

Tom slammed the door as he left the room.

Tom kaydı ve başını çarptı.

Tom slipped and hit his head.

Tom soğuk suyu yüzüne çarptı.

Tom splashed cold water on his face.

Ansızın kapı Tom'un arkasından çarptı.

All of a sudden, the door slammed behind Tom.

Dikkatsizlik nedeniyle arabasıyla direğe çarptı.

By lack of attention, she hit the post with her car.

Araba bir telefon direğine çarptı.

The car hit a telephone pole.

'İlk kez bir göktaşı çarptı.

"The first person ever to be hit by a meteorite.

Tom gıcır gıcır Lexusunu çarptı.

Tom crashed his brand-new Lexus.

Tom'un kullandığı trene yıldırım çarptı.

The train that Tom was riding was hit by lightning.

Tom kafasını arabanın çatısına çarptı.

Tom bumped his head on the roof of the car.

Tom'un arabası bir ağaca çarptı.

Tom's car hit a tree.

Gökyüzünde bir şey gözüme çarptı.

Something in the sky caught my eye.