Translation of "Parkta" in English

Parkta oynardık.

We were playing in the park.

Parkta koştuk.

We ran in the park.

Parkta koşacağız.

We'll run in the park.

Tom parkta.

Tom is in the park.

Parkta buluşacağız.

We'll meet in the park.

Anıt parkta kuruldu.

The monument was set up in the park.

O, parkta kayboldu.

He got lost in the park.

Onlar parkta koşuyorlar.

They are running in the park.

Parkta beyzbol oynuyorlardı.

They were playing baseball in the park.

Çocuklar parkta oynuyorlardı.

The children were playing in the park.

Çocuklarımla parkta yürüyorum.

I'm walking in the park with my children.

Parkta paramı çaldırdım.

I had my money stolen in the park.

Geceleri parkta dolaşamayız.

We can't wander around the park at night.

Bu parkta oynardım.

I used to play in this park.

Parkta kimse yoktu.

No one was in the park.

Geceleri parkta yürüme!

- Don't go walking in the park at night!
- Don't walk in the park at night!

Parkta dolaşmaktan hoşlanıyor.

He likes to walk about in the park.

Parkta koşuya gideceğiz.

We'll go jogging in the park.

Onu parkta bulduk.

We found it in the park.

Ben parkta oynuyorum.

- I am playing in the park.
- I'm playing in the park.

Sabahleyin, parkta yazarım.

In the morning, I write in the park.

Parkta beyzbol oynama.

Don't play baseball in the park.

Parkta Tom'u gördüm.

I saw Tom in the park.

Parkta ne oldu?

What happened in the park?

Biz parkta dolaştık.

- We took a walk in the park.
- We walked in the park.
- We strolled through the park.

Biz parkta buluştuk.

We got together in the park.

Biz, parkta oynardık.

We used to play in the park.

Parkta oynamak eğlenceliydi.

It was fun playing in the park.

Ben parkta indim.

I got off at the park.

Arama parkta başladı.

The search began in the park.

Ben parkta yürüyorum.

I'm walking in the park.

Parkta Tom'a rastladım.

I met Tom in the park.

Biz parkta yürüdük.

We walked in the park.

Tom parkta yürüdü.

Tom walked through the park.

Parkta insanlar var.

There are people in the park.

İnsanlar parkta toplandı.

People gathered in the park.

Parkta Ken'le karşılaştım.

I met Ken at the park.

Parkta yürüyüş yapıyoruz.

We're walking in the park.

Parkta heykeller var.

There are statues in the park.

O, parkta yürüyor.

He walks in the park.

Parkta yürümeyi seviyorum.

- I like walking in the park.
- I like to walk in the park.

Tom parkta oynuyor.

Tom is playing in the park.

Parkta kimi gördün?

Who did you see in the park?

Sami parkta oturuyordu.

Sami was sitting at the park.

Parkta, köpekleriyle beraber.

He's with his dogs in the park.

Seni parkta bekledim.

I waited for you at the park.

Parkta yürüyüş yaptım.

I took a walk in the park.

Parkta seni bekledim.

I waited for you in the park.

- Ben bir parkta yürüyüş yapıyorum.
- Parkta yürüyüş yapıyorum.

I'm taking a walk in a park.

- Tom parkta dayak yedi.
- Tom parkta dayak yemiş.

Tom got beat up in the park.

- Parkta bir sürü kişi var.
- Parkta çok fazla kişi var.
- Parkta kişi çok.

- There are many people in the park.
- There are a lot of people in the park.

- Parkta bir sürü kişi var.
- Parkta çok insan var.

There are a lot of people in the park.

Tom parkta köpeğini gezdirdi.

Tom walked his dog in the park.

Kız kardeşimle parkta oynardım.

I used to play with my sister in the park.

Üç çocuk parkta oynuyordu.

Three children were playing in the park.

Bir köpek parkta koşuyor.

A dog is running in the park.

Bazen parkta yürüyüşe çıkar.

She sometimes takes a walk in the park.

O, parkta bir yerdedir.

- He's somewhere about the park.
- He's somewhere in the park.

O, dün parkta yürüdü.

He walked in the park yesterday.

Ben parkta Ken'e rastladım.

I ran into Ken at the park.

Babam parkta yürüyüş yapar.

My father takes a walk in the park.

Çocuklar parkta oynuyorlar mı?

Are the children playing in the park?

Parkta bir yürüyüş yaptık.

We took a walk in the park.

Babam parkta yürüyüş yapıyor.

Dad is taking a walk in the park.

Çocuklar parkta oynamaya gittiler.

The children went to play in the park.

Parkta çok insan var.

There are many people in the park.

Bütün günü parkta geçirdim.

I spent the whole day in the park.

Dün seni parkta gördüm.

I saw you in the park yesterday.

Bazı çocuklar parkta oynuyor.

Some kids are playing in the park.

Parkta bir yürüyüşe çıktık.

We went for a walk in the park.

Parkta bir piknik yapacağız.

We'll have a picnic in the park.

Tom'u Mary'yle parkta gördüm.

I saw Tom with Mary in the park.

Onlar parkta çıplak koştu.

They ran naked in the park.

Tom parkta bir yerde.

- Tom is somewhere in the park.
- Tom's somewhere in the park.

Tom parkta Mary'yi bekliyor.

Tom is in the park waiting for Mary.

Parkta oynayan çocuklar yoktu.

There were no children playing in the park.

Parkta Tom'u gördüğümü sandım.

- I thought I saw Tom in the park.
- I thought that I saw Tom in the park.

O, parkta yürümeyi sever.

He likes walking in the park.

Yakındaki parkta oynamaları söylendi.

They were told to play in the nearby park.

Parkta bir yürüyüş yapalım.

Let's take a walk in the park.

Bu, parkta yürüyüş değildir.

It's no walk in the park.

Parkta birçok çocuk var.

- There are a lot of children in the park.
- There are many children in the park.

Seni Tom'la parkta gördüm.

I saw you in the park with Tom.

Onu parkta gördün mü?

Did you see him in the park?

Parkta yürüyüşe çıkmayı severim.

I like going for a walk in the park.

Parkta bir yürüyüşe gittim.

I went for a walk in the park.

Ben onu parkta gördüm.

I saw him in the park.

Kayıp topu parkta buldum.

I found the lost ball in the park.

Parkta birkaç kişi vardı.

There were few people in the park.