Translation of "Taksiye" in English

- Bir taksiye binelim.
- Taksiye binelim.

- Let's take a taxi.
- Let's take a cab.
- Let's take a taxi!

Taksiye binelim.

Let's go by taxi.

Taksiye bindim.

I got in the cab.

Taksiye binebilirdik.

- We could've taken a taxi.
- We could have taken a taxi.

O taksiye bindi.

She got in the taxi.

Bir taksiye binelim.

Let's take a taxi.

Niye taksiye binmiyoruz?

Why can't we just take a cab?

Tom taksiye bindi.

Tom got in the cab.

Taksiye binmeleri gerekmiyordu.

They didn't need to take a taxi.

Ben taksiye bindim.

- I got in the taxi.
- I got into the cab.

Leyla taksiye bindi.

Layla got in the taxi.

Sanırım taksiye binmeliyiz.

I think we should take a taxi.

Bir taksiye binelim mi?

Shall we take a taxi?

Taksiye binmede biraz zorlandım.

I had a little difficulty in getting a taxi.

Niçin bir taksiye binmiyoruz?

Why don't we take a taxi?

Hepsi derhal taksiye bindi.

They all got into the taxi at once.

Taksiye binerken Nancy'yi gördü.

He caught sight of Nancy getting into a taxi.

Neden bir taksiye binmiyorsun?

Why don't you take a taxi?

Bir taksiye ihtiyacım var.

- I need a cab.
- I need a taxi.

O bir taksiye bindi.

She took a cab.

Bir taksiye ihtiyacımız var.

We need a cab.

Nerede bir taksiye binebilirim?

Where can I get a taxi?

Bir taksiye ihtiyacım var!

I need a taxi!

- Taksiye bindi çünkü yağmur yağıyor.
- Yağmur yağdığı için taksiye bindi.

She takes a taxi because it is raining.

Taksiye binmektense, yürümeyi tercih ederim.

I would rather walk than go by taxi.

Onun bir taksiye ihtiyacı var.

- She needs a cab.
- She needs a taxi.

Bir taksiye binmene gerek yoktu.

You didn't need to take a taxi.

Her şeyi bir taksiye koy.

Put everything in a taxi.

Tom'un bir taksiye ihtiyacı var.

- Tom needs a cab.
- Tom needs a taxi.

Mary'nin bir taksiye ihtiyacı var.

Mary needs a cab.

Onların bir taksiye ihtiyacı var.

They need a cab.

Burada bir taksiye binebilir miyim?

Can I catch a taxi here?

Tom bir taksiye binmek zorunda.

Tom had to catch a taxi.

Tom'un taksiye ödeyecek parası yoktu.

Tom had no money to pay for a cab.

İstasyonun önünde bir taksiye bindim.

I got a taxi in front of the station.

Tom bir taksiye binmek istemedi.

Tom didn't want to take a taxi.

Taksiye ödeme yapan kişi Tom'du.

Tom was the one who paid for the taxi.

Yağmur yağdığı için bir taksiye bindim.

I took a taxi because it was raining.

Yürümek taksiye binmekten daha hızlı olacaktır.

It'll be quicker to walk than to take a taxi.

Randevuya zamanında yetişeyim diye taksiye bindim.

- I took a taxi so that I would be in time for the appointment.
- I took a taxi so I'd be in time for the appointment.
- I took a taxi so that I'd be in time for the appointment.

İstasyondan evine kadar bir taksiye biner.

She takes a taxi from the station to her house.

Otobüs geç kaldığı için taksiye bindim.

I took a taxi because the bus was late.

Yürümektense bir taksiye binmeyi tercih ederim.

I'd rather take a taxi than walk.

Geç kalmayalım diye bir taksiye bindik.

- We took a taxi so as not to be late.
- We took a taxi so we wouldn't be late.
- We took a taxi so that we wouldn't be late.
- We got a taxi so we wouldn't be late.

Ben otobüs terminalinde bir taksiye bindim.

I took a cab from the bus terminal.

Otobüs geç kaldığı için, taksiye bindim.

As the bus was late, I took a taxi.

İstasyondan otele gitmek için taksiye bindim.

I took a taxi from the station to the hotel.

Bir taksiye ihtiyacın var, değil mi?

- You need a cab, don't you?
- You need a taxi, don't you?

İstasyon dışında bir taksiye binmek zordur.

It's hard to get a taxi outside the station.

Havaalanına giden bir taksiye ihtiyacım var.

I need a taxi to the airport.

Bir taksiye atlayıp hemen oraya geliyorum.

I'll grab a taxi and be right there.

Halkımız fırına gitmek için taksiye binmez.

Our people don't take a taxi to the bakery.

Shinjuku İstasyon'u dışında bir taksiye bindim.

I got into a taxi outside Shinjuku Station.

Dışarı koştum ve bir taksiye bindim.

I ran out and caught a taxi.

Bir taksiye binmeyi denememiz gerekir mi?

Should we try to get a cab?

O, taksiye atladı ve eve gitti.

She jumped in a cab and went home.

Tom, Mary'nin taksiye binmesine yardım etti.

Tom helped Mary into the cab.

Tren istasyonu için bir taksiye bindim.

I took a taxi to the train station.

Taksiye binmek benim için bir lüks.

Taking a taxi is a luxury for me.

Trene ulaşmak için bir taksiye bindim.

I took a taxi to get to the train.

İstasyona kolayca yürüyebilirken bir taksiye binmek aptalca.

It's foolish taking a taxi when you can easily walk to the station.

Zamanında oraya ulaşmak için bir taksiye bindik.

We took a taxi so as to reach there on time.

Otobüs çok kalabalıktı. Keşke bir taksiye binseydim.

The bus was very crowded. I wish I had taken a taxi.

- Nerede bir taksiye binebilirim?
- Nerede taksi bulabilirim?

Where can I get a taxi?

Taksiye binmek yerine otobüsle gitmek daha ekonomik.

It's more economical to go by bus instead of taking a taxi.

Oraya zamanında varmak için bir taksiye bindim.

I took a taxi to get there in time.

O, istasyona gitmek için bir taksiye bindi.

He took a taxi to the station.

Oraya zamanında varmak için bir taksiye bindi.

He took a taxi to get there in time.

Otobüs geç kaldığı için, bir taksiye bindim.

Since the bus was late, I took a taxi.

Bu şehirde bir taksiye binmek çok zor.

It's very hard getting a taxi in this city.

O, hastaneye gitmek için bir taksiye bindi.

She took a taxi to the hospital.

Tom istasyona gitmek için bir taksiye bindi.

Tom took a taxi to the station.

Ayıracak çok zamanı olmadığı için, taksiye bindi.

Since there wasn't much time to spare, she took a taxi.

Tom bir taksiye ihtiyacım olup olmadığını sordu.

Tom asked if I needed a taxi.

O, bir taksiye ihtiyacım olup olmadığını sordu.

She asked if I need a taxi.

Buraya yakın bir yerde taksiye binebilir miyim?

Can I catch a taxi near here?

O, treni kaçırmamak için bir taksiye bindi.

He took a taxi in order not to miss the train.

Tren istasyonuna gitmek için bir taksiye binerim.

- I take a taxi to the train station.
- I'm taking a taxi to go to the train station.

Tom eve dönmek için bir taksiye bindi.

Tom took a taxi back home.