Translation of "Biliyorlardı" in English

0.031 sec.

Examples of using "Biliyorlardı" in a sentence and their english translations:

- Kaybettiklerini biliyorlardı.
- Kaybetmiş olduklarını biliyorlardı.

They knew that they were lost.

Kazanacaklarını biliyorlardı.

- They knew that they'd win.
- They knew they'd win.

- Nerede olduklarını biliyorlardı.
- Bulundukları yeri biliyorlardı.

They knew where they were.

Onların hepsi biliyorlardı.

They all knew.

Onlar zaten biliyorlardı.

They already knew.

Haklı olduklarını biliyorlardı.

- They knew that they were right.
- They knew they were right.

Ölüyor olduklarını biliyorlardı.

They knew that they were dying.

Tehlikede olduklarını biliyorlardı.

They knew they were in danger.

Güvende olduklarını biliyorlardı.

They knew that they were safe.

Hatalı olduklarını biliyorlardı.

They knew they were wrong.

Onlar, Mary'ye güvenebileceklerini biliyorlardı.

They knew they could count on Mary.

İçinde oldukları tehlikeyi biliyorlardı.

They knew how much danger they'd be in.

Başlarının belada olduğunu biliyorlardı.

They knew they were in trouble.

Tom'u nerede bulacaklarını biliyorlardı.

They knew where to find Tom.

Bunun felaket anlamına geleceğini biliyorlardı.

They knew this would mean disaster.

Tom ve Mary kazanamayacaklarını biliyorlardı.

Tom and Mary knew they couldn't win.

İnsanlar o günlerde eğlenmeyi gerçekten biliyorlardı.

People really knew how to have fun in those days.

Tom'un arkadaşları onun mutsuz olduğunu biliyorlardı.

- Tom's friends knew Tom was unhappy.
- Tom's friends knew he was unhappy.

Onlar için mağazada ne olduğunu iyi biliyorlardı.

They knew well what was in store for them.

O günlerde insanlar zaten dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorlardı.

People in those days already knew that the earth is round.

Mary'nin anne babası onun Tom'a aşık olduğunu biliyorlardı.

Mary's parents knew that she was in love with Tom.

Bütün erkek ve kadın başrol oyuncularının isimlerini biliyorlardı.

They knew the names of every leading actor and actress.

Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.

They knew they must fight together to defeat the common enemy.

- Hırsızlar ne yapıyor olduklarını biliyorlardı.
- Hırsızlar ne yaptıklarını biliyordu.

The thieves knew what they were doing.

Eski Yunanlar güneş sistemi hakkında bizim bildiğimiz kadar çok şey biliyorlardı.

The ancient Greeks knew as much about the solar system as we do.

Hem Tom hem de Mary üç yaşından beri bunu nasıl yapacaklarını biliyorlardı.

- Both Tom and Mary have known how to do that since they were three.
- Tom and Mary have both known how to do that since they were three.

Neyse ki, herkes bu yabancının ne demek istediğini anladı, kendimi aptal yerine koyduğumu biliyorlardı ve bana güldüler.

Fortunately, everybody understood what this foreigner meant, knew I was only making a fool of myself, and laughed at me.