Translation of "Bilgisayarımı" in English

Bilgisayarımı değiştirdim.

I changed my computer

Bilgisayarımı açtım.

- I turned on my computer.
- I turned my computer on.
- I switched on my computer.
- I switched my computer on.
- I switched the computer on.

Bilgisayarımı kapattım.

- I switched off my computer.
- I switched my computer off.

Bilgisayarımı ayarlıyorum.

I'm setting up my computer.

Kişisel bilgisayarımı kırdım.

I broke the personal computer.

Bilgisayarımı tamir ettirmeliyim.

I have to get my computer repaired.

İstiyorsan bilgisayarımı kullanabilirsin.

You can use my computer if you want.

Bilgisayarımı onarabilir misin?

Can you fix my computer?

Keşke bilgisayarımı getirseydim.

- I wish I had brought my computer.
- I wish I'd brought my computer.

Bilgisayarımı hibe ediyorum.

- I'm giving my computer away.
- I'm giving my computers away.

Bilgisayarımı kullanmanı istemiyorum.

I don't want you to use my computer.

- Dizüstü bilgisayarımı almaya gitmem gerekiyor.
- Dizüstü bilgisayarımı almaya gitmeliyim.

I need to go get my laptop.

Oturdum ve bilgisayarımı açtım.

- I sat down and opened my notebook.
- I sat down and opened my laptop.

Bugün dizüstü bilgisayarımı kaybettim.

I lost my notebook today.

Ben dizüstü bilgisayarımı çaldırdım.

I got my notebook stolen.

Bir şey bilgisayarımı yavaşlatıyor.

Something is slowing down my computer.

Dizüstü bilgisayarımı nereye koydun?

Where did you put my notebook?

Tom gerekirse bilgisayarımı kullanabilir.

Tom may use my computer if he needs to.

Tom benim bilgisayarımı onardı.

Tom fixed my computer.

İlk bilgisayarımı babamdan aldım.

I got my first computer from my father.

O benim bilgisayarımı çaldı.

He stole my computer.

O benim bilgisayarımı kullanabilir.

He can use my computer.

Bilgisayarımı çalıştıramıyorum. Ne yapmam lazım?

I can't start up my computer. What am I supposed to do?

Eğer isterse Tom bilgisayarımı kullanabilir.

Tom can use my computer if he wants.

Dizüstü bilgisayarımı tamir edebilir misin?

Can you fix my laptop?

Mary isterse benim bilgisayarımı kullanabilir.

Mary can use my computer if she wants.

Bir daha asla bilgisayarımı kullanma.

Don't ever use my computer again.

İlk defa bilgisayarımı kendim tamir ettim.

This is the first time I've ever repaired my computer by myself.

Bilgisayarımı aldın ve onu geri istiyorum.

You've got my computer and I want it back.

Tom bilgisayarımı kullanmak için iznimi istedi.

Tom asked for my permission to use my computer.

Tom bana bilgisayarımı kullanabilip kullanamayacağını sordu.

Tom asked me if he could use my computer.

Bilgisayarımı güvende tutmak için gerekeni yapıyorum.

I make sure to keep my computer secure.

Tom bana bilgisayarımı nereden aldığımı sordu.

Tom asked me where I'd bought my computer.

Kız kardeşime yeni bilgisayarımı kullanmasına izin verdim.

I let my sister use my new computer.

Ben odada değilken Tom bilgisayarımı kurcalayıp bozmuş.

Tom messed up my computer while I wasn't in the room.

Yaşlı adam dizüstü bilgisayarımı gördü ve bana gülümsedi.

The old man saw my notebook and smiled at me.

Bilgisayarımı almak için yüz dolar ödemek zorunda kaldım.

To buy my computer, I had to pay €100.

O ben onun hakkında öğrenmeden bilgisayarımı kullanmaya çalıştı.

He tried to use my computer without my finding out about it.

Dizüstü bilgisayarımı burada bulamıyorum; onu başka yere koymuş olmalıyım.

I can't find my notebook here; I must have put it elsewhere.

Diz üstü bilgisayarımı masanın kenarına o kadar yakın koymamalıydım.

I shouldn't have put my laptop so close to the edge of the table.