Translation of "Tamir" in English

Tamir edilecek.

It'll get fixed.

- Bunu tamir edemeyeceğim.
- Onu tamir edemeyeceğim.

- I won't be able to fix that.
- I won't be able to repair that.

- Tamir edemez misin?
- Tamir edemez misiniz?

Can't you fix it?

- Onu tamir etmelisin.
- Onu tamir etmen gerekiyor.
- Onu tamir etmek zorundasın.

You've got to fix it.

- O, ısıtıcıyı tamir edebilir.
- Sobayı tamir edebilir.

He can fix the heater.

- Bunu tamir ettirmek zorundayım.
- Bunu tamir ettirmem lazım.
- Bunu tamir ettirmem gerekiyor.

- I've got to get it fixed.
- I've got to get this fixed.

Arabanı tamir ettirmelisin.

You should get your car fixed.

Köprü tamir ediliyor.

The bridge is being repaired.

Televizyonu tamir ettirmeliyim.

I must get the television fixed.

Televizyon tamir edilmeli.

The television set needs to be fixed.

O tamir edilmeli.

It needs to be repaired.

Ev tamir ediliyor.

The house is under repairs.

Makineyi tamir ediyor.

She's fixing the machine.

Onu tamir ettirmeliyim.

I must get it fixed.

Arabam tamir ediliyor.

- My car is being repaired.
- My car is being fixed.

Bisikletimi tamir ettirdim.

I got my bicycle repaired.

Saatim tamir edildi.

My watch has been repaired.

Bisikletim tamir edilmeli.

My bicycle is in need of repair.

Bisikletimi tamir ettirmeliyim.

I must have my bicycle repaired.

Bunu tamir etmeliyiz.

We must fix this.

Bilgisayarımı tamir ettirmeliyim.

I have to get my computer repaired.

Saatimi tamir ettirdim.

- I had my watch mended.
- I had my watch fixed.
- I had my watch repaired.

Bilgisayarı tamir edemem.

- I cannot fix the computer.
- I can't fix the computer.

Bunu tamir edeceğiz.

We will fix this.

Bunu tamir edemem.

I can't fix this.

Bunu tamir edelim.

Let's fix this.

Tamir edildi mi?

Has it been fixed yet?

Bu tamir edilebilir.

This can be fixed.

Onu tamir edeceğiz.

We're going to fix it.

O tamir ediliyor.

It's being repaired.

Onu tamir edeyim.

Let me repair it.

Saati tamir et.

Fix the watch.

Onu tamir edebilirim.

I might be able to fix that.

O tamir edilebilir.

It can be repaired.

Saati tamir ediyorum.

- I am fixing the clock.
- I'm fixing the clock.

Arabamı tamir ettirmeliyim.

I must have my car repaired.

Kapıyı tamir ettirdim.

- I had the door mended.
- I had the door repaired.

Arabayı tamir edeyim.

Let me fix the car.

Koltuğu tamir edemem.

I can't fix the seat.

Onu tamir etmeliyim.

- I must get it fixed.
- I must fix it.

Saatimi tamir ettirmeliyim.

I must have my watch repaired.

O tamir edildi.

That got fixed.

Belki tamir edilebilir.

Perhaps it can be repaired.

Ne tamir edildi?

What's been fixed?

Onu tamir ettik.

We fixed that.

Onu tamir ettim.

I fixed it.

Bunu tamir edeceğim.

I'll fix it.

Onu tamir edeceğim.

- I'll fix that.
- I'll fix this.

Endişelenme. Tamir edebilirim.

Don't worry. I can fix it.

Bunu tamir edebilirim.

I can fix this.

Isıtıcıyı tamir edebiliriz.

We can fix the heater.

Yol tamir ediliyor.

The road is being repaired.

Arabayı tamir ederdim.

I would have repaired the car.

Bunu tamir edemedim.

I wasn't able to fix it.

Arabayı tamir edecektim.

I would have repaired the car.

Onu tamir ettireceğiz.

We'll get it fixed.

Arabamız tamir ediliyor.

Our car is being repaired.

Çiti tamir ettim.

I fixed the fence.

Bunu tamir ettireceğim.

I'll get it fixed.

Arabayı tamir ediyorum.

I'm fixing the car.

Bilgisayar tamir edebilirler.

They can repair computers.

Arabamı tamir ettirdim.

I got my car fixed.

Bisikletini tamir etti.

- He repaired his bicycle.
- She repaired her bicycle.

Bilgisayarını tamir ettirdi.

He got his computer fixed.

- Bunu tamir edebilir misin?
- Bunu tamir edebilir misiniz?

Can you fix this?

- Bunu tamir etmek istedim.
- Onu tamir etmek istedim.

I wanted to fix that.

- Bu sandalyenin tamir edilmesi gerekiyor.
- Bu sandalye tamir edilmeli.

This chair needs to be repaired.

- Arabam şimdi tamir ediliyor.
- Arabam şu an tamir ediliyor.

My car is being fixed now.

- Tamir edemiyorum. Değiştirilmesi gerekecek.
- Tamir edemiyorum. Yenisiyle değiştirilmesi gerekecek.

I can't fix it. It'll have to be replaced.

- Ben ona ayakkabılarımı tamir ettirdim.
- Ona ayakkabılarımı tamir ettirdim.

I got him to mend my shoes.

- Öyleyse tamir edeyim mi?
- O zaman tamir edeyim mi?

Should I fix it then?

Ayakkabılarının tamir edilmesi gerekiyor.

Your shoes want mending.

Çatı mutlaka tamir edilmeli.

The roof is really in need of repair.

Onu tamir ettirebilir misin?

Can you get it repaired?

Tom'a ayakkabılarımı tamir ettirdim.

I got Tom to mend my shoes.

Kameranı nerede tamir ettirdin?

Where did you get your camera repaired?

Araba tamir etmeye değmez.

The car isn't worth repairing.

Ona ayakkabılarımı tamir ettireceğim.

I will have him mend my shoes.

Oğluma kapıyı tamir ettirdim.

- I got my son to repair the door.
- I got my son to fix the door.

Bu saat tamir edilmeli.

- This watch wants mending.
- This watch needs to be fixed.

Lütfen oyuncağımı tamir edin.

Please fix my toy.

Bisikletim dün tamir edildi.

I had my bicycle fixed yesterday.

Onlara arabamı tamir ettireceğim.

I'll have them repair my car.

Babam arabayı tamir etti.

Father fixed the car.

Ona radyomu tamir ettirdim.

I had my radio repaired by him.

Bisikleti tamir etmem istendi.

I was asked to fix the bicycle.