Translation of "Beyefendi" in English

0.014 sec.

Examples of using "Beyefendi" in a sentence and their english translations:

O, beyefendi değil.

He is no gentleman.

İsminiz nedir, beyefendi?

What is your name, sir?

Lütfen oturun, beyefendi.

Please take your seat, sir.

O bir beyefendi.

- He is a gentleman.
- He's a gentleman.

"Beyefendi, nerelisiniz?""Japonya."

"Where are you from, sir?" "Japan."

Tom bir beyefendi.

Tom is a gentleman.

O beyefendi kim?

- Who is that gentleman?
- Who's that gentleman?

Onun konuştuğu beyefendi kim?

- Who is that gentleman to whom he is speaking?
- Who is the gentleman he is speaking to?

O, tam bir beyefendi.

He is every bit a gentleman.

Beyefendi Türkçe konuşuyor mu?

Does the gentleman speak Turkish?

Tom gerçek bir beyefendi.

- Tom is a true gentleman.
- Tom is a real gentleman.

Beyefendi Kanadalı bir ekonomist.

The gentleman is a Canadian economist.

Bir beyefendi sokakta tükürmez.

A gentleman would not spit on the street.

Beyefendi bankanın önünde durdu.

The gentleman stood in front of the bank.

O gerçek bir beyefendi.

- He is a real gentleman.
- He's a real gentleman.

Beyefendi hanımın elini öptü.

The gentleman kissed the lady's hand.

Beyefendi bankanın önünde duruyordu.

The gentleman was standing in front of the bank.

Siz bir pisliksiniz, Beyefendi!

You're a creep, Mister!

Tom bir beyefendi değil.

- Tom is no gentleman.
- Tom isn't a gentleman.

Tom'un konuştuğu beyefendi kim?

Who's the gentleman Tom is speaking to?

O beyefendiler arasında bir beyefendi.

He is a gentleman among gentlemen.

Tom kesinlikle bir beyefendi değil.

Tom is definitely not a gentleman.

Tom bir beyefendi gibi davrandı.

Tom behaved like a gentleman.

Bu beyefendi benim bir tanıdığım.

This gentleman is an acquaintance of mine.

Tamamen siyah giyinmiş beyefendi kim?

Who is the gentleman all dressed in black?

Bu beyefendi ilginç sorular soruyor.

This gentleman asks interesting questions.

Size nasıl yardım edebilirim, beyefendi?

How can I help you, sir?

O beyefendi bir doktor olmalı.

That gentleman must be a doctor.

Tom gerçek bir beyefendi idi.

Tom was a real gentleman.

Sami'ye "Beyefendi Soyguncu" adı verildi.

Sami was called the "Gentleman Robber."

- Siz yokken bir beyefendi aradı, efendim.
- Bir beyefendi sizin yokluğunuzda aradı, efendim.

A gentleman called in your absence, sir.

Bir beyefendi böyle bir şey söylemez.

A gentleman would not say such a thing.

Bir beyefendi böyle bir şey yapmazdı.

A gentleman would not do such a thing.

Öğretmenimiz kelimenin tam anlamıyla bir beyefendi.

Our teacher is a gentleman in the true sense of the word.

Niçin bir beyefendi gibi davranmaya çalışmıyorsun?

Why don't you try to behave like a gentleman?

İki beyefendi sizi görmek için bekliyor.

Two gentlemen have been waiting to see you.

Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.

He described the man as a model gentleman.

- O bir beyefendi.
- O bir beyefendidir.

- He is a gentleman.
- He's a gentleman.

Şu beyefendi genellikle bir şapka giyer.

That gentleman usually wears a hat.

Genç beyefendi bir şey içmek istiyor.

The young gentleman would like to drink something.

Tom gerçek bir beyefendi olduğunu kanıtladı.

Tom proved to be a real gentleman.

Beyefendi ile dostça bir konuşma yaptık.

We had a friendly talk with the gentleman.

Bir beyefendi kız arkadaşına çiçekler almalı.

A gentleman should buy his girlfriend flowers.

Beyefendi eldivenlerini ve silindir şapkasını çıkardı.

The gentleman took off his gloves and top hat.

Gerçek bir beyefendi bir bayanı bekletmemeli.

A true gentleman must not keep a lady waiting.

Seni görmek isteyen bir beyefendi var.

- There is a gentleman to see you.
- There's a man here that wants to see you.

Bir beyefendi ve bir bayan görüyorum.

I see a gentleman and a lady.

Tom'un her inçi bir beyefendi idi.

Tom was every inch a gentleman.

O, Amerikalı bir beyefendi değil mi?

Isn't he an American gentleman?

Tom mükemmel bir beyefendi gibi davrandı.

Tom acted like a perfect gentleman.

Güzel bir beyefendi olmak için büyüdü.

He has grown up to be a fine gentleman.

Beyefendi evde sıkılıyormuş. Ya biz de sıkılıyoruz.

The gentleman was bored at home. We are bored too.

O bir beyefendi, yakışıklı, zeki ve zengindir.

He is a gentleman, handsome, clever, and rich.

Bir beyefendi diğerlerine karşı her zaman kibardır.

A gentleman is always kind to others.

Burada sizi görmek isteyen bir beyefendi var.

There is a gentleman to see you.

Tom sevgi dolu ve şefkatli bir beyefendi.

Tom is a loving and caring gentleman.

Beyefendi bunun kimin arabası olduğunu biliyor mu?

Does the gentleman know whose car this is?

Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın.

You're a gentleman and a scholar.

Bir beyefendi kız arkadaşı için kapıları açmalı.

A gentleman should open doors for his girlfriend.

Bir beyefendi öyle bir şeyi asla yapmazdı.

A gentleman would never do something like that.

Gerçek bir beyefendi asla arkadaşlarına ihanet etmez.

- A true gentleman would not betray his friends.
- A true gentleman never betrays his friends.

O bir beyefendi ve böyle davranılması gerekiyor.

He is a gentleman and ought to be treated as such.

- Tom bir beyefendi idi.
- Tom bir centilmendi.

Tom was a gentleman.

Gerçek bir beyefendi kadınına kırmızı güller getirir.

A proper gentleman brings his lady red roses.

Beyefendi, A ya da B, birini söyler misiniz?

Sir, would you mind saying which any like more A or B?

Poyraz Ölmez beyefendi size kötü bir haberim var

Poyraz Ölmez sir, I have bad news for you

Dedektif kendini yaşlı bir beyefendi olarak kamufle etti.

The detective disguised himself as an old gentleman.

- O, mükemmel bir centilmendir.
- O mükemmel bir beyefendi.

He is a perfect gentleman.

Beyefendi, ben para yatırmak istiyorum. Bunu nasıl yaparım?

Sir, I would like to deposit my money. How do I do that?

O beyefendi geçimini sağlamak için ne işle meşgul?

What does that gentleman do for a living?

- Tom gerçek bir centilmen.
- Tom gerçek bir beyefendi.

- Tom is a true gentleman.
- Tom is a real gentleman.

Aşağıda seninle konuşmak istediğini söyleyen bir beyefendi var.

- There's a gentleman downstairs who says that he wants to speak to you.
- There's a man downstairs saying he would like to speak with you.

- Tom çok klas biriydi.
- Tom çok beyefendi biriydi.

Tom was a class act.

Onun, o şekilde hareket etmesi için bir beyefendi olmalıdır

He must be a gentleman to act that way.

İki yıl önce, bu beyefendi bir fizikçi olarak çalıştı.

Two years ago, this gentleman worked as a physicist.

Beyefendi, valizlerinizi hızlı bir şekilde kontrol edebilir miyiz lütfen?

Sir, can we quickly inspect your luggage please?

O bir beyefendi. O böyle bir şey söylemiş olamaz.

He is a gentleman. He cannot have said such a thing.

Bir beyefendi nasıl banjo çalacağını bilen ve bilmeyen biridir.

A gentleman is someone who knows how to play the banjo and doesn't.

- Bay Hawk bir tür beyefendi.
- Bay Hawk, kibar bir beyefendidir.

Mr Hawk is a kind gentleman.

O bir bayan olduğu için, bu yüzden o bir beyefendi.

As she is a lady, so he is a gentleman.

Beyefendi, ayağa kalkar mısınız, sahneye gelmenize gerek yok, bunlara bakın lütfen,

You sir, would you mind standing up, please look at these,

Bir beyefendi gibi giyinir ancak bir şaklaban gibi konuşur ve hareket eder.

His dress is that of gentleman, but his speech and behavior are those of a clown.