Translation of "Belirsizliğe" in English

Tom belirsizliğe daha fazla katlanamadı.

Tom couldn't stand the suspense any longer.

Tüm bu belirsizliğe rağmen, iki şeyi bilebiliriz:

And for all the uncertainty, we can know two things:

Ama Howard beni, kendimi belirsizliğe açmaya teşvik etti,

But Howard urged me to open myself up to uncertainty,

O bana hiçbir belirsizliğe yer bırakmaksızın geri dönmeyeceğini söyledi.

She told me in no uncertain terms that she would not be coming back.

Tom'la konuşmaya başladık ve ona hiçbir belirsizliğe yer bırakmaksızın nasıl davranacağını söyledik.

We gave Tom a talking to, and told him, in no uncertain terms, how to behave.