Translation of "Katlanamadı" in English

Tom buna katlanamadı.

Tom couldn't stand it.

Tom acıya katlanamadı.

- Tom couldn't put up with the pain.
- Tom couldn't stand the pain.

Tom annesine katlanamadı.

Tom could not stand his mother.

Tom gürültüye katlanamadı.

Tom couldn't bear the noise.

O artık buna katlanamadı.

He couldn't take it any longer.

Tom onu düşünmeye katlanamadı.

Tom couldn't bear to think of it.

Onun kabalığına daha fazla katlanamadı.

She couldn't put up with his rudeness any more.

O ondan ayrı kalmaya katlanamadı.

He couldn't bear to be apart from her.

Tom belirsizliğe daha fazla katlanamadı.

Tom couldn't stand the suspense any longer.

Tom Mary'ye daha fazla katlanamadı.

Tom couldn't put up with Mary any longer.

Erkek kardeşim başından beri ona katlanamadı.

My brother couldn't stand her from the very beginning.

Tom Mary'yi terk etme düşüncesine katlanamadı.

Tom couldn't bear the thought of leaving Mary.

Onun kırıcı sözlerine daha fazla katlanamadı.

She could no longer put up with his insulting words.

Tom yalnız olmaya katlanamadı, değil mi?

Tom couldn't stand being alone, could he?

Tom Mary ile aynı odada olmaya katlanamadı.

Tom couldn't stand to be in the same room with Mary.

Parası için onunla evlendi ve onun sıradan yaşantısına katlanamadı.

She married him for his money, and couldn’t put up with his plain way of living.