Translation of "Beklenmiyor" in English

Yağmur beklenmiyor.

No rain is expected.

Kazanmanız beklenmiyor.

You're not expected to win.

Büyük duyurular beklenmiyor.

No major announcements are expected.

Bugün yağmur beklenmiyor.

- It's not supposed to rain today.
- It isn't supposed to rain today.

Başka tutuklanmalar beklenmiyor.

No other arrests are expected.

Bunu anlaman beklenmiyor.

You're not expected to understand this.

Tom'un kazanması beklenmiyor.

Tom isn't expected to win.

Yağmur yağması beklenmiyor muydu?

Wasn't it supposed to rain?

Tom'un buraya gelmesi beklenmiyor.

Tom isn't supposed to come here.

Tom'un bunu yapması beklenmiyor.

- Tom isn't supposed to do that.
- Tom isn't expected to do that.

Tom'un henüz ayrılması beklenmiyor.

Tom isn't supposed to leave yet.

Tom'un yarına kadar gelmesi beklenmiyor.

Tom isn't supposed to arrive until tomorrow.

Tom'un buna sahip olması beklenmiyor.

Tom isn't supposed to have that.

Onu kendi başıma yapmam beklenmiyor.

I'm not expected to do that by myself.

Bunu yapman beklenmiyor, değil mi?

- You aren't expected to do that, are you?
- You're not expected to do that, are you?

Bizim yapmayacağımız bir şeyi yapmanız beklenmiyor.

You're not expected to do anything we wouldn't do ourselves.

Refah gelecek iki yıl için beklenmiyor.

- The next two years are not expected to be prosperous.
- Prosperity is not expected for the next two years.

Gelecek iki yılın refah olması beklenmiyor.

The next two years are not expected to be prosperous.

Tom'un bunu tek başına yapması beklenmiyor.

Tom isn't supposed to do that by himself.

Tom ve Mary'nin bunu yapması beklenmiyor.

Tom and Mary aren't supposed to do that.

Tom ve Mary'nin birlikte olması beklenmiyor.

Tom and Mary aren't supposed to be together.

Tom'un bunu bir daha yapması beklenmiyor.

Tom isn't supposed to do that again.

Bu yıl herhangi bir ekonomik revizyon beklenmiyor.

Any turnaround of the economy is not expected this year.

Tom'un onun hakkında Mary'ye bir şey söylemesi beklenmiyor.

Tom wasn't supposed to tell Mary anything about that.