Translation of "Beklemiyorsun" in English

Neden burada beklemiyorsun?

Why don't you wait here?

Neden dışarıda beklemiyorsun?

Why don't you wait outside?

Niçin girip burada beklemiyorsun?

Why not come in and wait here?

Neden yarına kadar beklemiyorsun?

Why not wait until tomorrow?

Neden pazartesiye kadar beklemiyorsun?

Why wait until Monday?

Neden sabaha kadar beklemiyorsun?

Why don't you wait till morning?

Neden beni dışarıda beklemiyorsun?

Why don't you wait for me outside?

Onu yapmamı beklemiyorsun, değil mi?

- You're not expecting me to do that, are you?
- You aren't expecting me to do that, are you?

Neden orada oturup onu beklemiyorsun?

Why don't you just take a seat there and wait for her?

Şarkı söylememi beklemiyorsun, değil mi?

- You're not expecting me to sing, are you?
- You aren't expecting me to sing, are you?

Şimdi bir cevap beklemiyorsun, değil mi?

You don't expect an answer now, do you?

Neden sadece burada bir saniye beklemiyorsun?

Why don't you just wait here a second?

Neden yaptığımı bitirinceye kadar burada beklemiyorsun?

Why don't you wait here while I finish what I'm doing?

Tom buraya gelinceye kadar niçin beklemiyorsun?

Why don't you wait until Tom gets here?

Sana söylememi gerçekten beklemiyorsun, değil mi?

You don't really expect me to tell you, do you?

Sana yardım etmemi beklemiyorsun, değil mi?

- You're not expecting me to help you, are you?
- You aren't expecting me to help you, are you?

Umarım bunu senin için almamı beklemiyorsun.

I hope you don't expect me to buy that for you.

Tom'un bunu yapmasını beklemiyorsun, değil mi?

- You're not expecting Tom to do that, are you?
- You aren't expecting Tom to do that, are you?

Gerçekten insanların ona inanmasını beklemiyorsun, değil mi?

- You're not really asking people to believe that, are you?
- You aren't really asking people to believe that, are you?

Ben mağazaya girerken sen neden arabada beklemiyorsun?

Why don't you wait in the car while I go into the store?

- Azıcık daha beklesene.
- Neden birazcık daha beklemiyorsun?

Why don't you wait for just a while longer?

Tom'la tek başıma yüz yüze gelmemi beklemiyorsun, değil mi?

You don't expect me to face Tom alone, do you?