Translation of "Oturup" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Oturup" in a sentence and their japanese translations:

Düzgünce oturup durabiliyor.

じっと座ったり 立っていられるようになりました

Oturup sigara içti.

彼女は座って煙草を吸った。

Burada oturup Tom'u bekleyeceğim.

- ここに座ってトムを待つことにするよ。
- ここに腰掛けてトムを待ってみるよ。

O, mutfakta oturup çay içiyor.

彼女はキッチンに座ってお茶を飲んでいる。

Masanın etrafına oturup iskambil oynadılar.

彼らはテーブルの周りに座ってトランプをしていた。

Bir sandalyede oturup televizyon izliyordu.

彼女は椅子に座ってテレビを見ていた。

Lütfen bu sandalyeye oturup bekle.

こちらの椅子に掛けてお待ちください。

Ben dışarıda oturup Japonca okudum.

私は外に座って、日本語を勉強した。

Ben oturup dinlenir dinlenmez telefon çaldı.

椅子に深く座ってくつろいだ途端に、電話が鳴った。

Oradaki masada oturup oturamayacağımızı merak ediyorum.

あそこのテーブルに座れますか。

Bir ağacın gölgesine oturup kitabı okudu.

私は木かげに腰をおろして本を読んだ。

Bir süre burada oturup manzaraya bakalım.

ここにしばらく座って景色を見よう。

Sonra ofiste oturup bunları kendimize sesli okurken

オフィスに腰を据えて 自分たちで音読しました

Eve gitmektense kütüphanede oturup okumayı tercih ederim.

家に帰るより、図書館で本を読んでいるほうがいいです。

O, sık sık oraya oturup kitap okur.

彼女はそこに座って本を読んでいることがよくある。

Onlar geç saatlere kadar oturup sohbet ettiler.

彼らは、おしゃべりをしながら遅くまで起きていた。

Mary bazen saatler boyu öylece oturup denize bakar.

- メアリーは何時間もずっと座って海を眺めている事がある。
- メアリーは何時間もじっと座って海を眺めていることがある。

Oturup dinlenmek için sakin bir yer güzel olurdu.

座って休める静かな場所だけで良いのです。

Tom sadece yanında oturup Mary'ye zorbalık yapılmasını izleyemedi.

トムはメアリーがいじめられているのを、黙って見ていられなかった。

Kralın yeğeni karısını gözyaşlarına boğduğunda Ney, " Siz İngiliz bahçelerinde oturup çayınızı yudumlarken

王様の姪が妻を涙に流したとき、ネイは「 イギリス式庭園でお茶を飲みながら、