Translation of "Bakkal" in English

Istifçi bakkal

stacker grocery store

Bakkal dükkanında havuç satıyorlar.

They sell carrots at the grocery store.

Plastik bakkal torbaları yasaklandı.

Plastic grocery bags have been banned.

Tom bakkal dükkanına gitti.

Tom went to the grocery store.

Bakkal faturaları çok fazladır.

Grocery bills are big.

Tom bakkal alışverişi için dışarıda.

Tom is out grocery shopping.

Bu caddede bir bakkal var.

There's a grocery store on this street.

Tom bir bakkal dükkanında çalıştı.

Tom worked at a grocery store.

Tom'un ebeveynleri bakkal dükkanına sahipler.

Tom's parents own the grocery store.

Bu bakkal sadece organik gıda satıyor.

This grocery store only sells organic food.

Tom'un ebeveynleri bir bakkal dükkanına sahipler.

Tom's parents own a grocery store.

Bu filmde hilebaz düzenbaz bir bakkal vardı

there was a cheater grocery in this movie

Tom'un birkaç bakkal almak için yeterli parası vardı.

Tom had enough money to buy a few groceries.

Bakkal, manav, ekmekçi, sütçü ve başkalarına da ödeme yapmalıyım.

And I've also got to pay the grocer, the greengrocer, the bakery, the dairy and what have you.

Işte o dönem meşhur olan bakkal hileleri anlatıldı bu filmde

Here is the famous grocery cheats told in this movie.

Sebze fiyatlarının yüksek olması nedeniyle bizim bakkal geçen ay fırladı.

Our grocery bill soared last month because of higher vegetable prices.

Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.

To begin with, the funds are not sufficient for running a grocery store.

Mary'nin kocası bakkal alışverişinde her zaman yarım eder. Çünkü o yürümeyi zor bulur.

Mary's husband always helps with the grocery shopping because she finds walking difficult.