Translation of "Dükkanına" in English

Bir esrar dükkanına,

a cannabis shop,

O, kuaför dükkanına gitti.

She went to the hairdresser's.

Hangi dondurma dükkanına gidiyorsun?

Which ice cream shop are you going to?

O, berber dükkanına gitti.

He went to the barber shop.

Oyuncakçı dükkanına bitişik yaşıyorum.

I live next door to the toy shop.

Tom bakkal dükkanına gitti.

Tom went to the grocery store.

Bir kahve dükkanına girdim.

I entered a coffee shop.

Tom berber dükkanına gitti.

- Tom went to the barber shop.
- Tom went to the barbershop.

Dün kahve dükkanına gittim.

I went to the coffee shop yesterday.

Onlar kuyumcu dükkanına zorla girdi.

They broke into the jewelry shop.

Sen beni temizleyici dükkanına götürdün.

You took me to the cleaners.

Tom'un ebeveynleri bakkal dükkanına sahipler.

Tom's parents own the grocery store.

Sami pizza dükkanına geri döndü.

Sami returned to his pizza joint.

Sami bu kahve dükkanına gidiyor.

Sami goes to this coffee shop.

O, önce bir meyve dükkanına gitti.

He went to a fruit store first.

Dan yerel bir silah dükkanına gitti.

Dan went to a local gun shop.

Tom'un ebeveynleri bir bakkal dükkanına sahipler.

Tom's parents own a grocery store.

Tom ve Mary birlikte kuyumcu dükkanına gittiler.

Tom and Mary went to the jewelry store together.

Tom saçını kestirmek için berber dükkanına gitti.

Tom has gone to the barber shop to get his hair cut.

Tom biraz çivi almak için hırdavatçı dükkanına gitti.

Tom went to the hardware store to buy some nails.

Bir tasma almak istiyorsan bir evcil hayvan dükkanına fit.

If you want to buy a leash, go to a pet shop.

Tom, bir şişe rom almak için içki dükkanına gitti.

Tom went to the liquor store to buy a bottle of rum.

Tom biraz peynir almak için bir peynirci dükkanına gitti.

Tom went to a cheesemonger's shop to buy some cheese.

Amazon şimdiden Amerika'da birkaç kitap dükkanına sahip ve kuyruksuz, kasiyersiz

(Amazon already has several book stores in the US, and they are even about to open “Amazon

Ucuz bir gitar almak istiyorsan bir ikinci el dükkanına git.

If you want to buy a cheap guitar, go to a second-hand shop.

- Tom şeker satın almak için Mary'nin mağazasında durdu.
- Tom şeker satın almak için Mary'nin dükkanına uğradı.

Tom stopped by Mary's store to buy sugar.

İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.

Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.