Translation of "Başlı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Başlı" in a sentence and their english translations:

O yumuşak başlı.

She is easygoing.

Ben yumuşak başlı değilim.

I'm not easygoing.

Ayrıca belli başlı avantajları var --

And granted, I have certain advantages --

- Tom inatçı.
- Tom dik başlı.

Tom's headstrong.

Hey, bak, üç başlı maymun!

Hey, look, a three-headed monkey!

Ben bir kara başlı ötleğenim.

I am a blackcap.

Tom büyük başlı, değil mi?

Tom is big-headed, isn't he?

Tom Mary'yi dik başlı olmakla suçladı.

Tom accused Mary of being pig-headed.

İnek, çift başlı bir buzağı doğurdu.

The cow gave birth to a calf with two heads.

Ama sonunda temel, belli başlı bir prensip keşfettim.

But finally, I found a fundamental, underlying principle.

Ve bu başlı başına ayrı bir konuşma konusu.

and that's a whole other talk in itself.

- Tom yaşlılığında yumuşak başlı oluyor.
- Tom yaşlandıkça duygusallaşıyor.

Tom is getting soft in his old age.

İnsanlar seni hiç dik başlı olarak suçlar mı?

Do people ever accuse you of being obstinate?

Gelgitler güçlenmeye başlamış. Tümsek başlı papağan balığının üremesi için mükemmel şartlar oluşmuş.

Tides are growing stronger... ...creating perfect conditions for bumphead parrotfish to breed.

Babası onun memur olmasını istedi, ancak genç Ney, aceleci ve dik başlı,

His father wanted him to become a clerk, but the young Ney, impetuous and headstrong, joined

Horus genellikle şahin olarak veya şahin başlı bir adam olarak tasvir edilir.

Horus was often depicted as a falcon, or as a man with a falcon head.