Translation of "Suçladı" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Suçladı" in a sentence and their portuguese translations:

İnsanlar Tom'u suçladı.

As pessoas culparam Tom.

- Tom, Mary'yi çalmakla suçladı.
- Tom, Mary'yi hırsızlıkla suçladı.

Tom acusou Maria de roubo.

Liisa beni ihmalkarlıkla suçladı.

Liisa me acusou de negligência.

Tom Mary'yi insafsızca suçladı.

Tom acusou Maria injustamente.

O beni hata yapmakla suçladı.

Ela me acusou de ter cometido um erro.

O beni parasını çalmakla suçladı.

Ele me acusou de ter roubado o dinheiro dela.

O, beni yalan söylemekle suçladı.

Ela me acusou de ter mentido.

- Onlar birbirlerini suçladı.
- Birbirlerini suçladılar.

Eles se acusaram mutuamente.

Bizi ona haksızlık etmekle suçladı.

Ele acusou-nos de tratar-lhe injustamente.

Beni bir yalancı olmakla suçladı.

Ela me acusou de ser um mentiroso.

Tom kaza için beni suçladı.

- Tom me culpou pelo acidente.
- Tom me culpava pelo acidente.

Onlar beni sözümü tutmamakla suçladı.

- Eles me acusaram de quebrar minha promessa.
- Eles me acusaram de ter quebrado minha promessa.
- Elas me acusaram de ter quebrado minha promessa.
- Me acusaram de ter quebrado minha promessa.

Tom beni yalan söylemekle suçladı.

O Tom acusou-me de mentir.

Mary Tom'u haksız yere suçladı.

Maria acusou Tom injustamente.

Tom Mary'yi parasını çalmakla suçladı.

Tom acusou Mary de roubar o seu dinheiro.

Tom Mary'yi dürüst olmamakla suçladı.

Tom acusou Mary de não ser honesta.

Tom, Mary'yi hırsız olmakla suçladı.

Tom acusou Mary de ser uma ladra.

O beni onun saatini çalmakla suçladı.

Ele me acusou de ter roubado o relógio dele.

O beni onun hesabını heklemekle suçladı.

Ela me acusou de hackear sua conta.

Polis kaza için taksi şoförünü suçladı.

O policial culpou o taxista pelo acidente.

Tom bütün sorunları için Mary'yi suçladı.

Tom culpou a Mary por todos os seus problemas.

O, onu ona yalan söylemekle suçladı.

Ela o acusou de ter mentido para ela.

Başarısızlık için Tom sadece kendisini suçladı.

Tom tinha apenas a si mesmo para culpar pela falha.

O, onu onun parasını çalmakla suçladı.

Ela o acusou de ter roubado seu dinheiro.

O, kocasını ona karşı sadakatsızlık yapmakla suçladı.

Ela acusou o seu marido de ter sido desleal a ela.

Tom oğullarını öldüren kaza için Mary'yi suçladı.

O Tom culpava a Mary pelo acidente que lhes matou o filho.

Leyla, Fadıl'ı diğer kadınları ziyaret etmekle suçladı.

Layla acusou Fadil de se encontrar com outras mulheres.

Leyla kendini dövdü ve bunun için Fadıl'ı suçladı.

Layla se espancou e culpou Fadil por isso.