Translation of "Suçladı" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Suçladı" in a sentence and their spanish translations:

Polisler onu suçladı.

La policía lo acusó.

Tom Mary'yi suçladı.

Tom responsabilizó a Mary.

- Tom, Mary'yi çalmakla suçladı.
- Tom, Mary'yi hırsızlıkla suçladı.

Tom acusó a María de robar.

Polis onu cinayetle suçladı.

La policía le acusó de asesinato.

O adamı çalmakla suçladı.

- Acusó al hombre de haber robado.
- Acusó al hombre de robo.

Katılımcılar onu dikkatsizlikle suçladı.

Los participantes le acusaron de descuido.

Tom işçiyi hırsızlıkla suçladı.

- Tom acusó al trabajador de robar.
- Tom acusó al empleado de robo.

İki adam birbirini suçladı.

- Los dos hombres se acusaron mutuamente.
- Los dos hombres se acusaron el uno al otro.

Birçok Amerikalı İspanya'yı suçladı.

Muchos americanos culparon a España.

Adam beni sorumsuz olmakla suçladı.

El hombre me acusó de irresponsable.

O beni hata yapmakla suçladı.

Ella me acusó de haber cometido un error.

O beni parasını çalmakla suçladı.

Ella me acusó de robar su dinero.

O, beni yalan söylemekle suçladı.

Ella me acusó de haber mentido.

Onlar beni parayı almakla suçladı.

Me acusaron de coger el dinero.

- Onlar birbirlerini suçladı.
- Birbirlerini suçladılar.

Ellos se acusaron mutuamente.

Kendi başarısızlığı için başkalarını suçladı.

Culpó a otros por su propio fracaso.

Beni bir yalancı olmakla suçladı.

- Ella me acusó de ser un mentiroso.
- Ella me acusó de ser una mentirosa.

Sözümüzde durmadığımız için beni suçladı.

Él me acusó de haber roto nuestra promesa.

Tom Mary'yi yalan söylemekle suçladı.

Tom acusó a María de ser mentirosa.

Tom beni saatini çalmakla suçladı.

Tom me acusó de robar su reloj.

O, onu arabasını çalmakla suçladı.

Ella le acusó de robarle el coche.

Onlar beni sözümü tutmamakla suçladı.

Me acusaron de no haber cumplido mi promesa.

Onlar onu kasıtsız öldürmeyle suçladı.

Lo acusaron de homicidio involuntario.

O, kazayla ilgili beni suçladı.

Él me culpó del accidente.

Kendi hatası için başkalarını suçladı.

Culpó a otros por su propio fracaso.

Hatta bazıları onu ihanetle suçladı.

Algunos incluso le acusaron de traición.

O, kaza için beni suçladı.

Él me culpó a mí por el accidente.

Öğretmen Tom'u kopye çekmekle suçladı.

El profesor acusó a Tom de haber copiado.

Büyük jüri Tom'u cinayetle suçladı.

El gran jurado acusó a Tom de asesinato.

Tom, Mary'yi hırsız olmakla suçladı.

Tom acusó a Mary de ser una ladrona.

O, beni bir yalancı olmakla suçladı.

Me acusó de mentiroso.

Tom Mary'yi bir yalancı olmakla suçladı.

Tom acusó a María de ser mentirosa.

Polis kaza için taksi şoförünü suçladı.

La policía culpó al taxista del accidente.

Tom bütün sorunları için Mary'yi suçladı.

Tom culpó a Mary por todos sus problemas.

O, onu ona yalan söylemekle suçladı.

Ella le acusó de haberle mentido.

O bütün problemleri için onu suçladı.

Ella lo culpó de todos sus problemas.

O, onu onun parasını çalmakla suçladı.

Le acusó de haber robado su dinero.

Öğretmen öğrencilerinden birini sınıfta gürültü yapmakla suçladı.

- El profesor acusó a uno de sus estudiantes de hacer ruido en clase.
- El profesor acusó a uno de sus alumnos de meter ruido en clase.

O giriş sınavında başarısızlığı için öğretmenini suçladı.

Culpó a su profesor de haber suspendido el examen de acceso.

Polis taksi şoförünü kazaya sebep olmakla suçladı.

El policía culpó al taxista de provocar el accidente.

Mary çocuklarını başıboş bıraktığı için John'u suçladı.

Mary culpó a Jack por dejar sus niños desatendidos.

Tom Mary'yi parasını çalmakla suçladı fakat o inkar etti.

Tom acusó a Mary de haberle robado su dinero, pero ella lo negó.

Bayan Takada çocuğu başka bir öğrencinin ödevini kopyalamakla suçladı.

La Sra. Takada acusó al muchacho de copiar la tarea de otro estudiante.

Tom Mary'yi sevmeyi ya da birinin aşkını kabul etmeyi bilmemekle suçladı.

Tom acusó a Mary de no saber cómo amar, o cómo aceptar el amor de alguien.