Translation of "Bırakmasını" in English

0.010 sec.

Examples of using "Bırakmasını" in a sentence and their english translations:

- Sigarayı bırakmasını istiyorum.
- Sigara içmeyi bırakmasını istiyorum.

I want her to quit smoking.

Tom'un bırakmasını isteyemem.

I can't ask Tom to quit.

Ondan bırakmasını isteyemem.

I can't ask him to quit.

Doktor sigarayı bırakmasını önerdi.

- The doctor suggested that he give up smoking.
- The doctor suggested that he should give up smoking.

Yoko'nun sigarayı bırakmasını umuyordum.

I expected Yoko to give up smoking.

Ona yalnız bırakmasını söyledim.

I said leave her alone.

Tom'a köpeği bırakmasını söyle.

Tell Tom to let the dog out.

Tom'a içmeyi bırakmasını söyledim.

I told Tom to stop drinking.

- Tom'un doktoru sigarayı bırakmasını söyledi.
- Tom'un doktoru sigara içmeyi bırakmasını söyledi.

Tom's doctor has told him to quit smoking.

- Mary'nin doktoru sigarayı bırakmasını söyledi.
- Mary'nin doktoru sigara içmeyi bırakmasını söyledi.

Mary's doctor told her to quit smoking.

Siz ikinizin tartışmayı bırakmasını istiyorum.

I want the two of you to quit arguing.

Tom Mary'nin işini bırakmasını söyledi.

Tom asked Mary to quit her job.

Tom Mary'nin çalışmayı bırakmasını istedi.

Tom asked Mary to stop working.

Doktor ona sigarayı bırakmasını önerdi.

The doctor suggested that he should give up smoking.

Polis şüphelinin silahını bırakmasını emretti.

The police ordered the suspect to drop his gun.

Polis suçlunun silahını bırakmasını istedi.

The police asked the criminal to give up his gun.

Tom'a onu yapmayı bırakmasını söyle.

Tell Tom to quit doing that.

Tom'a beni yalnız bırakmasını söyle.

Tell Tom to leave me alone.

Tom'un bizi izlemeyi bırakmasını istedim.

I asked Tom to stop following us.

Onlara beni yalnız bırakmasını söyledim.

I told them to leave me alone.

Ona beni yalnız bırakmasını söyledim.

I told him to leave me alone.

Ona beni yalnız bırakmasını söyle.

Tell him to leave me alone.

Tom'un duvara vurmasını bırakmasını istedim.

I asked Tom to stop pounding on the wall.

Tom'a beni yalnız bırakmasını söyledim.

I told Tom to leave me alone.

Tom'un köpeği dışarı bırakmasını istedim.

I asked Tom to let the dog out.

Tom'a onu yalnız bırakmasını söyledim.

I told Tom to leave it alone.

Tom'a seni yalnız bırakmasını söyledim.

I told Tom to leave you alone.

O içmeyi bırakmasını tavsiye etti.

- She advised him to give up drinking.
- She advised him to stop drinking.

Tom'un beni havaalanında bırakmasını istedim.

I asked Tom to drop me off at the airport.

Tom’a bunu yapmayı bırakmasını söyledim.

I told Tom to stop doing that.

Tom, Mary'ye ağlamayı bırakmasını söyledi.

Tom told Mary to stop crying.

Doktoru Mary'ye sigarayı bırakmasını söyledi.

- Mary's doctor told her to give up smoking.
- Mary's doctor told her to quit smoking.

Tom'un beni yalnız bırakmasını istiyorum.

I want Tom to leave me alone.

Tom, Mary'ye sigarayı bırakmasını önerdi.

Tom advised Mary to quit smoking.

Tom'un beni yalnız bırakmasını istedim.

I asked Tom to leave me alone.

Tom'dan Mary'yi yalnız bırakmasını istedim.

I asked Tom to leave Mary alone.

- O doktor sigarayı bırakmasını tavsiye etti.
- O doktor sigara içmeyi bırakmasını tavsiye etti.

That doctor advised him to quit smoking.

Doktor sigarayı ve içkiyi bırakmasını söyledi.

The doctor told him to give up smoking and drinking.

Doktor babama sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

The doctor advised my father to stop smoking.

Doktor, babama sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

The doctor advised my father to give up smoking.

Doktor Bay Smith'e sigarayı bırakmasını söyledi.

- The doctor told Mr Smith to give up smoking.
- The doctor told Mr. Smith to give up smoking.

Tom Mary'den sigarayı bırakmasını rica etti.

Tom asked Mary to quit smoking.

O onlara tutukluyu serbest bırakmasını emretti..

He ordered them to release the prisoner.

Tom'a aylak aylak dolaşmayı bırakmasını söyle.

Tell Tom to stop fooling around.

Sadece Tom'un beni yalnız bırakmasını istiyorum.

I just want Tom to leave me alone.

Doktor ona içmeyi bırakmasını tavsiye etti.

- The doctor advised him to cut back on drinking.
- The doctor advised him to cut down on drinking.

Doktor Tom'a içkiyi bırakmasını tavsiye etti.

The doctor advised Tom to stop drinking.

Onun uyuşturucu kullanmayı bırakmasını rica ettim.

I begged him to stop using drugs.

Doktoru ona sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

- His doctor advised him to give up smoking.
- His doctor advised him to quit smoking.

Tom Mary'ye içmeyi bırakmasını tavsiye etti.

Tom advised Mary to stop drinking.

Tom'un karısı ondan işini bırakmasını istedi.

Tom's wife asked him to quit his job.

Tom'dan bunu yapmayı bırakmasını istedin mi?

Did you ever ask Tom to stop doing that?

Tom Meryem'e beni yalnız bırakmasını söyledi.

Tom told Mary to leave me alone.

Tom Meryem'e kendisini yalnız bırakmasını söyledi.

Tom told Mary to leave him alone.

Tom annesinin onu ​​yalnız bırakmasını istedi.

Tom wanted his mother to leave him alone.

Tom'un doktoru ona sigarayı bırakmasını söyledi.

- Tom's doctor told him to give up smoking.
- Tom's doctor told him to quit smoking.

Sadece Tom'a beni yalnız bırakmasını söyle.

Just tell Tom to leave me alone.

Tom Mary'nin pencereleri açık bırakmasını istedi.

- Tom told Mary to keep the windows opened.
- Tom asked Mary to leave the windows open.

Tom Mary'nin kapıyı kapalı bırakmasını istedi.

Tom asked Mary to leave the door shut.

O ona sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

- She advised him to give up smoking.
- She advised him to stop smoking.

Tom Mary'nin onu yalnız bırakmasını istedi.

Tom wanted Mary to leave him alone.

Tom'un beni tren istasyonuna bırakmasını istedim.

I asked Tom to drop me off at the train station.

Tom Mary'nin şarkı söylemeyi bırakmasını istedi.

Tom asked Mary to stop singing.

Tom, Mary'nin ona bakmayı bırakmasını diledi.

Tom wished Mary would quit staring at him.

Tom, Mary'ye sigara içmeyi bırakmasını söyledi.

Tom told Mary to stop smoking.

Tom, Mary'den onu eve bırakmasını istedi.

Tom asked Mary to give him a ride home.

Lütfen Tom'un onu yapmayı bırakmasını iste.

Please ask Tom to stop doing that.

Tom Mary'ye John'u yalnız bırakmasını söyledi.

Tom has told Mary to leave John alone.

Lütfen Tom'un Mary'yi yalnız bırakmasını söyle.

Please tell Tom to leave Mary alone.

Tom Mary'nin bunu yapmayı bırakmasını istedi.

Tom wanted Mary to stop doing that.

Tom, Mary'den onu yapmayı bırakmasını söyledi.

Tom told Mary to quit doing that.

Tom, Mary'ye yalan söylemeyi bırakmasını söyledi.

Tom told Mary to stop lying.

Keşke Tom'un onu yapmayı bırakmasını sağlayabilseydim.

I wish I could get Tom to quit doing that.

Sami polisten onu yalnız bırakmasını istedi.

Sami asked the police to leave him alone.

Sami, Leyla'dan onu izlemeyi bırakmasını istedi.

Sami asked Layla to stop following him.

Tom, Mary'den ona bakmayı bırakmasını istedi.

Tom asked Mary to stop staring at him.

Doktoru Tom'a sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

Tom's doctor advised him to give up smoking.

Doktor ona çok fazla çalışmayı bırakmasını önerdi.

The doctor advised him to stop working too much.

Doktor, Bay Smith'e sigara içmeyi bırakmasını söyledi.

- The doctor told Mr Smith to give up smoking.
- The doctor told Mr. Smith to give up smoking.

Mary kocasından Tom'unki gibi bıyık bırakmasını istedi.

Mary asked her husband to grow a mustache like Tom's.

Az önce Tom'a Mary'yi yalnız bırakmasını söyledim.

I just told Tom to leave Mary alone.

Tom'a seni yalnız bırakmasını söylemen gerektiğini düşünüyorum.

I think you need to tell Tom to leave you alone.

Kız kardeşim ona beni yalnız bırakmasını söyledi.

My sister told her to leave me alone.

O, ona içki içmeyi bırakmasını tavsiye etti.

He advised her to stop drinking.

Muhtemelen Tom'a onu yapmayı bırakmasını söylemen gerekir.

You should probably tell Tom to quit doing that.

Tom Mary'den aptalca sorular sormayı bırakmasını istedi.

Tom asked Mary to stop asking stupid questions.

Tom, Mary'den bunu yapmasını bırakmasını tavsiye etti.

Tom advised Mary to stop doing that.

Sanırım Tom, Mary'ye onu yalnız bırakmasını söylemeli.

- I think Tom should tell Mary to leave him alone.
- I think that Tom should tell Mary to leave him alone.

Sanırım Mary Tom'a onu yalnız bırakmasını söylemeli.

I think Mary should tell Tom to leave her alone.

Tom'dan defalarca onu yapmayı bırakmasını rica ettim.

I've asked Tom many times to stop doing that.

Onun gitmesini ve kendisini huzur içinde bırakmasını istiyor.

He wants her to go away and leave him in peace.

Tom'un doktoru ona içki içmeyi bırakmasını tavsiye etti.

- Tom's doctor advised him to give up drinking.
- Tom's doctor advised Tom to give up drinking.