Translation of "Ayrılmış" in English

0.006 sec.

Examples of using "Ayrılmış" in a sentence and their english translations:

Onlar ayrılmış.

They're separated.

Ayrılmış olmalı.

He must have left.

- Ayrılmış olmalı.
- O, ayrılmış olmalı.
- Gitmiş olmalı.

He must have left.

Birbirimizden ayrılmış durumdayız.

we are separated from each other.

Bütün koltuklar ayrılmış.

- All the seats are booked.
- The seats are all sold out.

Üzgünüm, bugün tamamen ayrılmış.

I'm sorry, today is fully booked.

Kasabadan ayrılmış olabileceğini düşünüyordum.

- I thought you might've left town.
- I thought that you might've left town.

Ayrılmış koltuklar var mı?

Are there reserved seats?

Tom erken ayrılmış olabilir.

Tom might've left early.

Trende ayrılmış koltuklar var mıdır?

Are there reserved seats on the train?

Sami ayrılmış bir okula gitti.

Sami attended a segregated school.

ABD ekonomisi farklı şehirler arasında ayrılmış.

The US economy is divided among different cities.

Hiçbir ulus diğerlerinden tamamen ayrılmış olamaz.

No nation can exist completely isolated from others.

Bir saat içinde evden ayrılmış olacağım.

I will be leaving the house in one hour.

O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.

By that time I'll have already left.

Şehir zengin ve yoksul olarak ayrılmış.

The city is separated into rich and poor.

- Tüm oturaklar ayrılmış.
- Tüm oturma yerleri tutulmuş.

- All seats are reserved.
- All the seats are reserved.

Sen dönmeden önce o buradan ayrılmış olacak.

He will have left here by the time you return.

Sen dönmeden önce ben buradan ayrılmış olacağım.

I will have left here before you return.

Tom, Mary'nin ayrılmış olduğunu fark etmedi bile.

- Tom didn't even notice Mary had left.
- Tom didn't even notice Mary had gone.
- Tom didn't even notice that Mary had left.

Bay Suzuki Japanion ne zaman ayrılmış olacak?

When will Mr. Suzuki be leaving Japan?

Carol yarın sekize kadar Londra'dan ayrılmış olacak.

Carol will have left for London by eight tomorrow.

Bu çubuklar bir açıklıkla birbirinden ayrılmış olmasına rağmen

Despite the fact that these sticks are now separated by this gaping chasm,

Bu akşam için ayrılmış Boston'a bir geri uçuşum var.

I've got a flight back to Boston booked for this evening.

Anlatına göre Tom bu fırından saat yedi civarında ayrılmış.

According to your story, Tom left this bakery around 7 o'clock.

- Tom daha erken ayrılmalıydı.
- Tom daha önce ayrılmış olmalıydı.

- Tom should have left earlier.
- Tom should've left earlier.