Translation of "Bırakamazsın" in English

0.003 sec.

Examples of using "Bırakamazsın" in a sentence and their english translations:

Beni bırakamazsın.

You can't leave me.

Şimdi bırakamazsın.

You can't quit now.

Böyle bırakamazsın.

You can't leave like this.

Bizi burada bırakamazsın.

You can't leave us here.

Tom'u arkada bırakamazsın.

You can't leave Tom behind.

Bizi yalnız bırakamazsın.

You can't leave us alone.

Bizi burada bırakamazsın!

You can't leave us here!

Beni burada bırakamazsın.

You can't leave me here.

- Bırakamazsın!
- Pes edemezsin!
- Vazgeçemezsin!

You must not give up.

Bir bebeği yalnız bırakamazsın.

You can't leave a baby alone.

Beni burada yalnız bırakamazsın.

You can't leave me here alone.

Sen onu arkada bırakamazsın.

You can't leave him behind.

Sen onu geride bırakamazsın.

You can't leave her behind.

Sadece beni yapayalnız bırakamazsın.

You can't just leave me all alone.

Beni böyle asıp bırakamazsın!

You can't leave me hanging like that!

Yolculuk edersen köpeğini bana bırakamazsın.

You can leave your dog with me if you travel.

Beni burada Tom ile yalnız bırakamazsın.

You can't leave me here alone with Tom.

- Bizi böyle bırakamazsın.
- Bizi böyle bırakamazsınız.

You can't leave us like this.

- Öylece bırakamazsın!
- Öylece vazgeçemezsin!
- Öylece pes edemezsin!

You can't just give up.

Bizi burada yiyecek ve su olmadan yalnız bırakamazsın.

You can't just leave us here with no food and water.