Translation of "Araban" in English

0.009 sec.

Examples of using "Araban" in a sentence and their english translations:

Araban orada.

Your car is there.

Araban nerede?

Where's your car?

Araban burada.

Your car's here.

Araban hazır.

Your car's ready.

Araban yanıyor.

- Your car's on fire.
- Your car is on fire.

Senin araban hızlıdır.

Your car is fast.

Araban neye benziyor?

What does your car look like?

Araban hızlı mı?

Is your car fast?

Araban ne renk?

- What color is your car?
- What colour is your car?

Araban kaç yaşında?

How old is your car?

Umarım araban çalınmaz.

I hope your car doesn't get stolen.

Araban nerede, Tom?

Where's your car, Tom?

Araban çekilmek üzere.

Your car is about to be towed.

Araban yeni mi?

Is your car new?

Araban rahat mı?

Is your car comfortable?

Araban hızlı değil.

Your car isn't fast.

Araban mavi mi?

Is your car blue?

- Kaç tane araban var?
- Senin kaç tane araban var?

- How many cars do you have?
- How many cars do you own?

- Bir araban varsa, niçin yürürsün?
- Araban varken niye yürüyorsun?

Why do you walk when you have a car?

Bir araban var mı?

- Do you have a car?
- Have you got a car?

Niçin iki araban var?

Why do you have two cars?

Senin araban bizimkini geçti.

Your car overtook ours.

Senin araban yok ki.

You don't even have a car.

Kaç tane araban var?

How many cars do you have?

Bu senin araban mı?

- Is that your car?
- Is it your car?

Araban çekici ile çekilyor.

Your car is being towed.

Araban bütünüyle harap olmuş.

Your car's totally wrecked.

Araban şimdi tatil edildi.

- Your car is repaired now.
- Your car has been repaired now.

Araban şimdi tamir ediliyor.

Your car is repaired now.

Araban buraya park edilmemeli.

Your car shouldn't be parked here.

Sanırım o senin araban.

I think that's your car.

Araban olduğunu söylediğini hatırlıyorum.

I remember that you said that you had a car.

Araban hangi yılda yapıldı?

What year was your car made?

Senin bir araban var.

You have a car.

Bir araban olduğunu varsayıyorum.

- I assume you have a car.
- I assume that you have a car.

Senin araban kolayca işler.

Your car handles easily.

Araban Ken tarafından yıkandı.

Your car was washed by Ken.

O senin araban mı?

- Is that your car?
- Is that car yours?

Gözde kas araban nedir?

What's your favorite muscle car?

Senin araban çok harika.

Your car is so cool.

Yeşil araban var mı?

Do you have a green car?

- Üç araban var.
- Senin üç araban var.
- Üç arabanız var.

You have three cars.

Senin araban benimkinden daha ucuz.

Your car is cheaper than mine.

Senin araban benimkinden daha pahalı.

Your car is more expensive than mine.

O senin at araban mı?

Is that your carriage?

Senin kaç tane araban var?

How many cars do you have?

Neden yalnızca iki araban var?

Why do you have only two cars?

Buraya park edersen araban çekilir.

If you park here, your car will get towed.

Ne tür bir araban var?

- What kind of car do you drive?
- What kind of car do you have?

Tom bir araban olduğunu bilmiyor.

- Tom doesn't know you have a car.
- Tom doesn't know that you have a car.

Bir araban var, değil mi?

You have a car, don't you?

Araban varsa neden yürüyerek gidiyorsun?

Why do you go on foot if you have a car?

Çok hoş bir araban var.

You have a very nice car.

Bu gerçekten senin araban mı?

Is this really your car?

Bir kar araban yok mu?

Don't you have a snowmobile?

Senin araban bir blok uzaklıkta.

Your car is a block away.

Araba yolundaki senin araban mı?

Is that your car in the driveway?

Tom, bu senin araban mı?

Tom, this is your car?

Bir araban oldu mu hiç?

Have you ever owned a car?

Neden üç tane araban var?

Why do you have three cars?

- Üç araban var.
- Üç arabanız var.

You have three cars.

"Araban hangi markadır?" "O bir Forddur."

"What make is your car?" "It is a Ford."

Senin araban onun evinin yanında mı?

Is your car next to her house?

- Araban siyah mı?
- Arabanız siyah mı?

Is your car black?

Senin bir araban var, değil mi?

You've got a car, right?

- Hangisi senin araban?
- Hangisi sizin arabanız?

Which one is your car?

O yeni bir araban olduğunu biliyordu.

He knew that you have a new car.

O senin araban değil mi, Tom?

Isn't that your car, Tom?

- Şu senin araban.
- Şu sizin arabanız.

That's your car.

Yeni araban sana iyi davranıyor mu?

Is your new car behaving well?

Eğer onu yıkarsan, araban güneşte parlayacaktır.

If you wash it, your car will shine in the sun.

Senin araban ne kadar hızlı gidebilir?

How fast can you car go?

- Araban var mı?
- Arabanız var mı?

Do you have a car?

- Araban iki yaşında.
- Arabanız iki yaşında.

Your car is two years old.

Araban olsaydı bana ödünç verir miydin?

Would you lend me your car if you had it?

Araban için yeni lastikler satın alman gerek.

You need to buy new tires for your car.

Senin araban hızlı ama benimki daha hızlı.

Your car is fast, but mine is faster.

Araban şu anda kimde hiçbir fikrim yok.

I have no idea who has your car right now.

Senin araban bunun üç katı kadar büyük.

Your car is three times as big as this one.

Araban için kaç tane yedek anahtarın var?

How many spare keys do you have for your car?

Bir araban varsa, istediğin zaman gelebilirsin ve gidebilirsin.

If you have a car, you can come and go at will.

Araban için bazı yeni lastikler almayı düşünmek isteyebilirsin.

You might want to consider buying some new tires for your car.

Senin sarı bir spor araban var, değil mi?

You own a yellow sports car, don't you?

Yeni araban bana gerçekten son derece pahalı görünüyor.

Your new car looks awfully expensive to me.

Eski araban için onlar sana ne kadar verdiler?

How much did they give you for your old car?

Senin araban hızlı ama benimki daha da hızlıdır.

Your car is fast, but mine is even faster.

Mademki bir araban var, beni daha sık ziyaret etmeye gelmelisin.

Now that you have a car, you should come visit me more often.

Ne güzel bir araban var! Onun için çok para ödemiş olmalısın.

- What a nice car you have! You must have paid a lot for it.
- What a nice car you have! You must've paid a lot for it.