Translation of "Zaten" in Arabic

0.018 sec.

Examples of using "Zaten" in a sentence and their arabic translations:

Zaten ayrılıyordum.

كنت قد شرعت في الرّحيل.

Zaten yemişlerdi.

لقد أكلوا.

La o fotoğrafları zaten Whatsapp zaten depoluyor

لا Whatsapp يخزن بالفعل هذه الصور

O kim zaten?

من هي على أي حال

Zaten bildiğiniz gibi.

كما تعرف.

Zaten geç kaldım.

- أنا بالفعل متأخر.
- أنا تأخرت.

Onlara zaten söyledim.

لقد أخبرتهم بالفعل.

Onlar zaten gittiler.

غادروا بالفعل.

Ona zaten söyledim.

سبق أن أخبرتها.

Tom'la zaten konuştum.

- سبق أن حادثت توم.
- سبق أن كلمت توم.

Zaten kendisi söylemiyor mu,

أليس هذا ما قاله بنفسه،

Hayat zaten yeterince korkutucu,

الحياة مخيفة بالفعل،

İklim krizi zaten çözüldü.

لكن أزمة المناخ تم حلّها بالفعل.

Karar bence zaten doğru

أعتقد أن القرار صحيح بالفعل

Onay vermezse açamıyor zaten

إذا لم يوافق ، لا يمكنه فتح

Iş makinesi zaten yok

حفار غير موجود بالفعل

zaten asıl konumuzda buydu

كان هذا بالفعل في موضوعنا الرئيسي

Atmosfer bizi zaten koruyor

الجو يحمينا بالفعل

Biz işimizi zaten yaptık.

سبق أن أنهينا عملنا.

Onlar zaten yemek yediler.

قد سبق وأكلوا.

O zaten ofisten ayrıldı.

غادرت المكتب منذ فترة.

Zaten ev ödevimi bitirdim.

لقد أنهيت واجباتي.

Ebced yazmayı zaten öğrendim.

أنا قد تعلمت أن أكتب بالأبجدية.

Okula zaten gitti o.

كانت قد ذهبت إلى المدرسة.

O bunu zaten biliyor.

هو يعرف ذلك مسبقا.

Onun dışında zaten bir çok şirket bu programı zaten kullanıyordu

بصرف النظر عن ذلك ، كانت العديد من الشركات تستخدم بالفعل هذا البرنامج.

Parkinson, 1928'de zaten biliniyordu.

في 1928 كانت متلازمة باركنسون معروفة

En çok o hatırlanır zaten.

هي أكثر ما نتذكره.

Aslında, günümüzde bu zaten oluyor.

في الواقع، هذا يحدث بالفعل اليوم.

Bunun için kendilerini zaten ayıplıyor.

فهم بالفعل يشعرون بالخزي مما فعلوا.

Massachusetts'e kadar zaten başarılı olduk,

من سان فرانسيسكو حتى سومرفيل وماساتشوستس،

Fakat siz bunu zaten biliyorsunuz.

‫أنت تعرف ذلك في أمعائك ، في عظامك.‬

Bunu da senden gizlemiyor zaten

لا تخفيه عنك على أي حال

Elazığ için ben zaten uyarmıştım

لقد حذرت بالفعل من أجل Elazig

İyi de SGK kimin zaten?

ولكن من هو SSI على أي حال؟

Zaten sen hiç çalışmak istemedin.

أنت لم تُرِِد أن تدرس أبداً على أي حال.

- Geç oldu.
- Zaten geç oldu.

إنها ساعة متأخرة.

O zaten onun hakkında biliyordu.

لقد عرف عنها.

Onun kaderine zaten karar verildi.

إن مصيره محسوم.

Fadıl zaten diğer dinlere bakıyordu.

كان فاضل قد بدأ يدرس ديانات أخرى.

Zaten geçen hafta okulu bırakmıştı.

لقد ترك المدرسة الأسبوع الماضي.

Zaten bildiğim şeyler açık olan gerçeklerdi;

ما كنت أعلمه بالأصل، ما كان واضحاً جداً بالأصل،

Ve gazeteler zaten bunları farkına varacak.

والصحف ستذكرها،

Ama zaten konu da işte bu.

وهذا كان الهدف بالضبط.

Yerine getirememekten zaten kendilerini hatalı buluyor.

بأن يكونوا أقوياء، وممكن الاعتماد عليهم، وقادربن على توفير احتياجات أسرهم .

Mühendisler zaten alüminyum, çelik ve plastiğin

حسنٌ، المهندسون لديهم فهم مسبق جيد جداً

Iyi de zaten bahsettiğimiz Kemal Sunal

لقد ذكرنا بالفعل كمال سونال

Vampir yarasalar zaten bir çok filme

الخفافيش مصاصة الدماء موجودة بالفعل في العديد من الأفلام

Abla çocuk giysin giydikçe açılır zaten

إذا كانت أختك ترتديها ، ستفتح كما ترتدي

Burada zaten dünyanın sonu gelmiş demektir

هذا يعني أن نهاية العالم هنا بالفعل

Engellemenin ise zaten bir yolu yok

لا توجد وسيلة لمنع ذلك

Yani devasa bir rakibi vardı zaten

لذلك كان لديه منافس كبير

E kardeşim bizim zaten atmosferimiz var

أخي ، لدينا الجو بالفعل

Amacımız felaket tellallığı yapmak değil zaten

هدفنا ليس القيام بالإغاثة من الكوارث

Philadelphia deneyini zaten özel olarak anlatmıştım

لقد وصفت بالفعل تجربة فيلادلفيا بشكل خاص

Zaten çok mühim birisi değil canım

ليس مهما جدا على أي حال يا عزيزي

Filom zaten Basra Körfezi'ne yelken açmıştı.

بينما أسطولي قد أبحر بالفعل في الخليج الفارسي.

Acele et, Martin. Zaten geç kaldık!

أسرع يا مارتن. لقد تأخّرنا.

- Çoktan unutmuşsun.
- Çoktan unutmuşsundur.
- Zaten unutmuşsun.

لقد نسيت بالفعل

Onun burada olmadığını zaten sana söylemiştim.

لقد قلت لك أنه ليس هنا.

Zaten sana çok fazla bilgi verdim.

لقد أعطيتك معلومات أكثر مما ينبغي.

Tom'a doğum günü hediyesini zaten verdim.

سبق أن أعطيت توم هدية عيد ميلاده.

Bu sabah zaten kasap dükkânına gittim.

أنا بالفعل ذهبت إلى محل الجزار هذا الصباح.

zaten böyle bir şey de yok.

الذي لا وجود له على أية حال.

Öğretmenler Günü geliyor. Herkes paylaşır onu zaten.

ينشر الجميع هذه الجملة في عيد المعلم.

Fakat eğer bisiklet sürebiliyorsanız yanıtları zaten biliyorsunuz.

ولكنك إذا كنت تستطيع قيادة دراجة، فإنك تملك الإجابات عليها،

Zaten esas mesele de bu değil mi?

وهذا هو جوهر المشكلة، أليس كذلك؟

O saatten sonra kontrol öğretmenin elinde zaten

السيطرة بالفعل في يد المعلم بعد تلك الساعة

zaten bütün riskler bu programlarda da var

جميع المخاطر موجودة بالفعل في هذه البرامج

Zaten bu olay çöküşün en net göstergesidir

هذا الحدث هو أوضح مؤشر على الانهيار على أي حال

Farklılık göstermesi ise zaten normal bir şey

هو شيء عادي

Doğrusu da bu zaten. Fakat ya gerçekler?

هذه هي الحقيقة. لكن ماذا عن الحقائق؟

İtalya'nın uygulaması yanlış ki zaten bu durumdalar

ممارسة إيطاليا خاطئة لأنهم بالفعل في هذا الوضع

Zaman yolculuğuna en büyük kanıtta budur zaten

هذا هو أكبر دليل على السفر عبر الزمن.

Sadece kalpleri kırmazsak zaten Allah mutlu olur.

بعدم كسرنا القلوب، فسيكون الله سعيدًا

Vancouver'da yaşıyoruz, zaten her gün yağmurlu gibi.

نحن نعيش في فانكوفر٬ كل يوم يبدو أنها ستمطر

Neyse, zaten felsefede iş alanı da yoktu.

ولا يوجد وظيفة في الفلسفة، بتاتاً.

Zaten sizi seven harika bir kocanız var.

أنتِ لديكِ زوج يحبُّكِ.

Bayılıyoruz bu lafa zaten. Öğretmenler de çok bayılır.

نعشق هذه الجملة. المعلمون أيضاً يحبونها كثيراً.

Bunu bugün kullandığımız teknolojide zaten gördük ve anladık.

نحن نرى و نعلم بالفعل هذا في التكنولوجيا التي نستخدمها اليوم.

Yani kısacası doğanın kendisinde bu virüs zaten mevcut

باختصار ، هذا الفيروس موجود بالفعل في الطبيعة نفسها

Bu konu zaten bütün dünyanın gündeminde olduğu için

لأن هذا الموضوع موجود بالفعل على جدول أعمال العالم كله

öğrencilerin ders dinlerken ki görüntüsü çok önemli zaten

صورة الطلاب أثناء الاستماع مهمة جدا

Eğer zaten böyle bir öğretmenimiz varsa vay halimize

إذا كان لدينا بالفعل مثل هذا المعلم ، واو

zaten bu bilgiler kayıt ediliyor onların veri tabanına

هذه المعلومات مسجلة بالفعل في قاعدة بياناتهم

Eğerki tesadüf ise zaten ortada bir problem yok

إذا كانت صدفة ، فلا توجد مشكلة.

Bir kadının istedikten sonra yapamayacağı şey yoktur zaten

لا يوجد شيء لا تستطيع المرأة فعله بعد أن تريد

Üniversiteye gittiğinde Steve Jobs bu durumu biliyordu zaten

عندما ذهب إلى الكلية ، كان ستيف جوبز يعرف بالفعل هذا الوضع

Ya da zaten aksi taktirde hepimiz kanserden öleceğiz

وإلا سنموت جميعًا بسبب السرطان

Farkındaysanız etrafındaki insanlar da zaten dikkatlice ona bakıyor

إذا كنت على علم ، فإن الأشخاص من حولك يبحثون بالفعل بعناية

De başını belaya sokabileceğine dair işaretler zaten vardı .

لامعًا ، يمكن أن يوقعه أيضًا في المشاكل.

Dedi ki ''Zaten topluluk karşısında konuşma heyecanı duymanın

قال لي: أصلًا الشعور بالتوتر عند التحدث أمام الجمهور

Sizler zaten hâlâ – ders bitmedi – ilkokul birinci sınıf öğrencisisiniz.

وأنتم مازلتم - الدرس لم ينتهي بعد - أنتم طلاب المرحلة الابتدائية.

Buna karşılık, "Hanımefendi o zaten benim koltuğum!" demez mi?

فقال: "أيتها السيدة، إنه مقعدي!"

Amacın zaten çok belirli olduğu düşünülüp doğrudan formata geçiliyor.

بافتراض أن الغرض واضحٌ، فإننا نقفز سريعًا جدًا إلى الشكل.

zaten dünyada Müslümanlara nasıl bir gözle bakıldığını hepimiz biliyoruz

كلنا نعرف كيف ننظر إلى المسلمين في العالم على أي حال

Eğer bu şekilde devam edersek biz zaten yok olacağız

إذا واصلنا هكذا ، فسوف نختفي بالفعل

Türkiye'de de var Amerika'daki sayıyı zaten söylemiştik muazzam miktarda

العدد في الولايات المتحدة في تركيا قد قال بالفعل لدينا كمية هائلة من

Peki ya olmayanlar. Geçim sıkıntısını zaten çekenler ne olacak?

ماذا عن أولئك الذين لا؟ ماذا سيحدث لأولئك الذين يعانون بالفعل من المتاعب؟

Bundan 5 ay öncesinde yoğun bakımlarda zaten yer yokken

قبل 5 أشهر ، بينما لم يكن هناك مكان للعناية المركزة