Translation of "Almasını" in English

0.010 sec.

Examples of using "Almasını" in a sentence and their english translations:

- Tom'un onu almasını istemedim.
- Tom'un bunu almasını istemedim.

I didn't want Tom to buy that.

Tom Mary'nin doktorun onun almasını söylediği ilacı almasını istiyor.

- Tom wants Mary to take the medication the doctor told her to take.
- Tom wants Mary to take the medication that the doctor told her to take.

Tom'un yönetimi almasını istemiyorum.

I don't want Tom to take over.

Tom'un ne almasını bekliyordun?

What did you expect Tom to buy?

Tom'a işi almasını söyledim.

I told Tom to take the job.

Siz ikinizin onları almasını istiyorum.

I want you both to get them.

Tom'un yanlış izlenim almasını istemiyorum.

I don't want Tom to get the wrong impression.

Tom'a köpeği içeri almasını söyle.

Tell Tom to let the dog in.

O, onun rüşvet almasını umuyordu.

She expected him to take the bribe.

Tom Mary'nin onu almasını istemiyor.

Tom doesn't want Mary to buy that.

Tom'a biraz yumurta almasını söyle.

Tell Tom to buy some eggs.

Tom, Mary'nin rüşvet almasını bekledi.

Tom expected Mary to take the bribe.

Tom'un fare zehiri almasını istedim.

I asked Tom to buy some rat poison.

Çocuklarının iyi bir eğitim almasını ister.

They want their children to get a good education.

Tabii ki çocuklarınızın iyi eğitim almasını

obviously, you want your children to have a good education,

Müşterinin mavi bir kravat almasını önerdi.

She suggested that the customer buy a blue tie.

Onların yeni bir araba almasını ummuyorduk.

We didn't anticipate their buying a new car.

Onların yeni bir araba almasını ummuyoruz.

We do not anticipate their buying a new car.

O, generalden emrini geri almasını istedi.

He asked the general to take back his order.

Dan, Linda'ya bir duş almasını söyledi.

Dan told Linda to take a shower.

Tom Mary'ye bir şemsiye almasını söyledi.

Tom told Mary to take an umbrella.

Tom doktorunun almasını söylediği ilacı almadı.

Tom didn't take the medication his doctor told him to take.

Onların yeni bir araba almasını beklemiyorduk.

We didn't expect them to buy a new car.

Tom Mary'ye ekmek almasını söylemeyi unuttu.

Tom forgot to tell Mary to buy bread.

Tom almasını istediğimiz her şeyi almadı.

- Tom didn't buy everything we asked him to buy.
- Tom didn't buy everything that we asked him to buy.

Tom John'a av tüfeğini almasını söyledi.

Tom told John to get his shotgun.

Tom satın almasını istediğin biletleri alamadı.

Tom couldn't get the tickets you asked him to buy.

Doktor onun hapları yiyecekle almasını öneriyor.

The doctor recommends that he take the pills with food.

O, ona ilacı almasını tavsiye etti.

She advised him to take the medicine.

Tom ondan almasını istediğim şeyi almadı.

Tom didn't buy what I asked him to.

Tom Mary'den söylediklerini geri almasını istedi.

Tom asked Mary to take back what she said.

Babamdan bu oyuncağı satın almasını istedim.

I asked my father to buy this toy.

Tom, Mary'nin işi almasını tavsiye etti.

Tom advised Mary to take the job.

Tom, Mary'den ne satın almasını bekliyordu?

What did Tom expect Mary to buy?

Tom, Mary'nin onu satın almasını istemedi.

Tom didn't want Mary to buy that.

Tom'a o arabayı satın almasını söyledim.

I told Tom to buy that car.

Tom'a zaten şemsiyesini yanına almasını söyledim.

I've already told Tom to take his umbrella with him.

Tom'dan bizim için bilet almasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to buy some tickets for us.

Tom'a onu satın almasını kim söyledi?

Who told Tom to buy that?

Düşük hava basıncı insanların nefes almasını ve yeterli oksijen almasını daha zor hale getirir.

Lower air pressure makes it more difficult for humans to breathe and get enough oxygen.

Doktor onun mor hap almasını tavsiye etti.

The doctor recommended that he take the purple pill.

Annesinden ona yeni bir oyuncak almasını istedi.

Tom appealed to his mother to buy a new toy for him.

Tom'un yeni romanımdan bir tane almasını istedim.

I wanted Tom to have a copy of my new novel.

Tom çocuklarının iyi bir eğitim almasını istiyor.

Tom wants his children to have a good education.

Tom Mary'ye o arabayı almasını tavsiye etti.

Tom advised Mary to buy that car.

Tom Mary'ye şemsiyesini yanına almasını tavsiye etti.

Tom advised Mary to take her umbrella with her.

Bunu herhangi birinin almasını gerçekten bekliyor musun?

Do you really expect anyone to buy that?

Tom Mary'nin onun almasını istediğinden emin değildi.

Tom wasn't sure what Mary wanted him to buy.

Neden ebeveynlerinden sana bir araba almasını istemiyorsun?

Why don't you ask your parents to buy you a car?

Tom babasının ona bir midilli almasını istiyor.

Tom wants his father to buy him a pony.

Tom'un bizim için bilet satın almasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to buy tickets for us.

Anneme senin için biraz almasını rica ettim.

I asked Mom to get some for you.

General, iki taburun savaş düzeni almasını emretti.

The general ordered the deployment of two battalions.

Tom Mary'nin onun ne almasını istediğini bilmiyordu.

Tom didn't know what Mary wanted him to buy.

Sanırım Tom'un bunu senin için almasını istemelisin.

I think you ought to ask Tom to buy that for you.

Tom'un bunu senin için satın almasını istemelisin.

You should ask Tom buy that for you.

Tom, Mary'ye yumurta satın almasını hatırlatmayı unuttu.

Tom forgot to remind Mary to buy eggs.

Tom'a yeni bir bilgisayar satın almasını söyledim.

I told Tom to buy a new computer.

- Ben ona saat dört civarında beni almasını rica ettim.
- Ondan saat dört gibi beni almasını istedim.

I asked her to pick me up around four.

Onun düşük maaşı onun ev satın almasını engeller.

His low salary prevents him from buying the house.

Tom oğlunun onun gayrimenkulunu miras olarak almasını diliyor.

Tom wishes for his son to inherit his estate.

Tom, Mary'ye biraz kahve ve sigara almasını söyledi.

Tom told Mary to buy some coffee and cigarettes.

Tom, Mary'den bir kasa bira satın almasını istedi.

Tom asked Mary to buy a case of beer.

Tom Mary'nin bir kutu çamaşır deterjanı almasını istedi.

Tom asked Mary to buy a box of laundry detergent.

Tom Mary'nin John için bir hediye almasını istedi.

Tom asked Mary to buy a gift for John.

Kız kardeşim babamdan yeni bir bisiklet almasını istedi.

My sister asked Father to buy a new bicycle.

Tom Mary'nin onun almasını istediği şeyi bilmediğini söyledi.

- Tom said he didn't know what Mary wanted him to buy.
- Tom said that he didn't know what Mary wanted him to buy.

Tom Mary'nin onun almasını istediği giysiyi satın almadı.

- Tom didn't buy the dress Mary wanted him to buy her.
- Tom didn't buy the dress that Mary wanted him to buy her.

O, kız arkadaşının annesinin şemsiyesini ödünç almasını istedi.

He asked his girlfriend to borrow her mother's umbrella.

Onun o projeyi ciddiye almasını sağlamak için buradayız.

We have got to get him to take that project seriously.

O onun pahalı bir nişan yüzüğü almasını istemiyor.

She doesn't want him to buy an expensive engagement ring.

O, onun ona pahalı bir hediye almasını umuyordu.

She expected him to buy her an expensive gift.

Tom Mary'den ona bir bilet almasını rica etti.

Tom asked Mary to buy him a ticket.

Tom'dan süpermarkete gitmesini ve bir ekmek almasını istedim.

I asked Tom to go to the supermarket and buy some bread.

Tom Mary'nin onun ne satın almasını istediğini bilmiyor.

Tom doesn't know what Mary wants him to buy.

Tom'un bunu senin için satın almasını ister misin?

Do you want Tom to buy that for you?

Mary'nin onun ne almasını istediğini Tom'un bildiğini sanmıyorum.

- I don't think Tom knows what Mary wants him to buy.
- I don't think that Tom knows what Mary wants him to buy.

Lütfen eve giderken Tom'a biraz ekmek almasını söyle.

Please tell Tom to buy some bread on the way home.

Tom'a ona teklif edilen parayı almasını tavsiye ettim.

I advised Tom to take the money he was being offered.

Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi.

The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.

Yağmur yağmaya başladığında, o, oğlunun çamaşırı içeriye almasını söyledi.

When it began to rain, she told her son to take in the washing.

O onun gitmesini ve tüm özel eşyalarını almasını istedi.

She asked him to leave and take all his belongings.

Tom ziyafet için Mary'nin yeni bir elbise almasını istedi.

Tom wants Mary to buy a new dress for the banquet.

Bir avukat başka birinin paranı almasını önleyen bir kişidir.

A lawyer is a person who prevents someone else from getting your money.

Tom Mary'nin John'a bir doğum günü hediyesi almasını istedi.

Tom wanted Mary to buy John a birthday present.

Tom Mary'nin babasından ona bir bilet almasını rica etti.

Tom asked Mary's father to buy him a ticket.

Tom Mary'den postanedeyken ona bazı pullar satın almasını istedi.

Tom wanted Mary to buy him some stamps while she was at the post office.

Tom'un süpermarkete gitmesini ve birkaç yumurta almasını rica edeceğim.

I'll ask Tom to go to the supermarket and buy some eggs.

Tom, Mary'ye satın almasını istediği her şeyi satın aldı.

Tom bought Mary everything she asked him to buy.

Tom Mary'in ona satın almasını istediği şeyi almayı unuttu.

Tom forgot to buy what Mary asked him to buy.

Tom Mary'ye yeni bir bilgisayar satın almasını tavsiye etti.

Tom advised Mary to buy a new computer.

İngiliz hukuku 16 yaşın altındaki çocukların sigara satın almasını yasaklar.

English law prohibits children under 16 from buying cigarettes.

Tom otobüsten indi ve Mary'nin gelmesini ve onu almasını bekledi.

Tom got off the bus and waited for Mary to come and pick him up.

Tom Mary'nin onun doğum günü için ondan ne almasını istediğini bilmiyor.

Tom doesn't know what Mary wants him to buy her for her birthday.

- Tom'a telefonu almasını söyle.
- Tom'a telefon açmasını söyle.
- Tom'a telefonu açmasını söyle.

Tell Tom to pick up the phone.

Tom Mary'nin onun almasını istediği şeyi bulmaya çalışırken bir mağazadan diğerine gitti.

Tom went from one shop to another trying to find what Mary had asked him to buy.