Translation of "Algınlığına" in English

0.005 sec.

Examples of using "Algınlığına" in a sentence and their english translations:

Hiçbirimiz soğuk algınlığına yakalanmayız.

Not all of us catch colds.

O, soğuk algınlığına duyarlıydı.

- She was subject to cold.
- She caught colds often.
- She was susceptible to colds.

Kolayca soğuk algınlığına yakalanırım.

I tend to catch colds.

Tom soğuk algınlığına yakalandı.

Tom has caught a cold.

O, soğuk algınlığına yakalandı.

He came down with a cold.

Dün soğuk algınlığına yakaladım.

I caught a cold yesterday.

Soğuk algınlığına yakalanman çok kötü.

It's too bad you've caught a cold.

Soğuk algınlığına yakalanmış olabileceğimi düşünüyorum.

I think I might've caught a cold.

O kolayca soğuk algınlığına yakalanır.

He catches colds easily.

O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.

She catches colds easily.

Her yıl soğuk algınlığına yakalanırım.

I catch a cold every year.

O, soğuk algınlığına yakalanmaktan korkuyordu.

She was afraid to catch a cold.

Tom soğuk algınlığına yakalamaktan korkuyordu.

Tom was afraid of catching a cold.

Tom soğuk algınlığına yakalanmaktan korkuyor.

Tom is afraid of catching a cold.

Bir soğuk algınlığına yakalanmak kolaydır.

It's easy to catch a cold.

Tom kolayca soğuk algınlığına yakalanır.

Tom catches colds easily.

Tom tekrar soğuk algınlığına yakalandı.

Tom has a cold again.

O kötü bir soğuk algınlığına yakalandı.

He is suffering from a bad cold.

Tom soğuk algınlığına yakalanmış gibi görünüyor.

Tom seems to have caught a cold.

O, sık sık soğuk algınlığına yakalandı.

She caught colds often.

Ben sık sık soğuk algınlığına yakalanırım.

I often catch colds.

Ben kötü bir soğuk algınlığına yakaladım.

I caught a bad cold.

Kendimi soğuk algınlığına yakalanıyormuş gibi hissediyorum.

I feel as if I'm catching cold.

Kötü havada, kolayca soğuk algınlığına yakalanılabilir.

In bad weather, one can easily catch a cold.

Ben bir soğuk algınlığına yakalandım gibi görünüyorum.

I seem to have caught a cold.

Yolculuk sırasında kötü bir soğuk algınlığına yakalandım.

I caught a bad cold during the trip.

- Ben soğuk algınlığına yakalanmaktan korktum.
- Üşütmekten korkuyordum.

I was afraid of catching a cold.

Kocam soğuk algınlığına yakaladı ve yatakta dinleniyor.

My husband caught a cold and he's resting in bed.

Ben soğuk algınlığına yakalandım ve başım ağrıyor.

I've caught a cold and my head hurts.

Tom çok kötü bir soğuk algınlığına yakalandı.

Tom has caught a terrible cold.

- Eğer soğuk algınlığına yakalanırsan, bundan kolay kolay kurtulamazsın.
- Eğer soğuk algınlığına yakalanırsanız, bundan kolay kolay kurtulamazsınız.

- If you catch a cold, you cannot easily get rid of it.
- If you catch a cold, you can't easily get rid of it.

"Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım." "Bu çok kötü"

"I caught a bad cold." "That's too bad."

Soğuk algınlığına yakalanmak istemiyordum, bu yüzden sokağa çıkmadım.

I didn't want to catch a cold, so I didn't go out onto the street.

Sarımsak ve soğan soğuk algınlığına karşı iyi ilaçlardır.

Garlic and onion are good remedies against the common cold.

Ben dün akşam soğuk algınlığına yakalandım gibi görünüyor.

It's seems I've caught cold yesterday evening.

- Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım.
- Çok fena nezle oldum.

- I have caught a bad cold.
- I've caught a bad cold.

O, soğuk algınlığına yakalanma korkusuyla odadan ayrılmaya cesaret edemiyor.

- She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.

Sıcaklık artışları soğuk algınlığına yakalanmak için ideal koşulları yaratır.

Rises in temperature create the ideal conditions for catching colds.

- Soğuk algınlığına sık yakalanıyor musunuz?
- Çok nezle oluyor musunuz?

Do you frequently get colds?

- Karım soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.

My wife catches colds easily.

O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.

- She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.

Soğuk algınlığına yakalanmaktan kaçınmak için elimden gelen her şeyi yapıyorum.

I'm doing everything I can to avoid catching a cold.

Bu sabahtan beri boğazımda bir gıcık var. Gerçekten soğuk algınlığına mı yakalandım.

I've had a tickle in my throat since this morning. Have I really caught a cold?

- Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
- Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz soğuk algınlığına yakalanırsın.

It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.

- Ben kötü bir soğuk almışım.
- Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım.
- Çok fena nezle oldum.

- I have caught a bad cold.
- I've caught a bad cold.

Bu sabahtan beri hafif boğaz ağrısı yaşıyorum. Ben bir soğuk algınlığına yakalanıp yakalanmadığımı merak ediyorum.

I've had a slight sore throat since this morning. I wonder if I've caught a cold.