Translation of "Yakalanmış" in English

0.002 sec.

Examples of using "Yakalanmış" in a sentence and their english translations:

Ormanda yaşarken sıtmaya yakalanmış.

He contracted malaria while living in the jungle.

Soğuk algınlığına yakalanmış olabileceğimi düşünüyorum.

I think I might've caught a cold.

Eski kuşlar saman ile yakalanmış değil.

Old birds are not caught with chaff.

Tom soğuk algınlığına yakalanmış gibi görünüyor.

Tom seems to have caught a cold.

Jason yağmura yakalanmış ve yeni takımını mahvetmişti.

Jason was caught in the rain and ruined his new suit.

Bunu iyi zamanlamayla yakalanmış bir şans olarak gör,

And so think of that as a lucky break of good timing,

Kartacalılar, hazırlıksız yakalanmış olsalar da, gemilerinden gayet eminler.

The Carthaginians, although caught by surprise, have confidence in their ships.

Yüksek ağaç tepesinde yakalanmış siyah bir şapka var.

There's a black hat caught in the high tree top.

Baksanıza, yakalanmış bir cırcır böceği bile var, gördünüz mü?

But look, there's even a cricket caught in that, you see that?

Öncesinde gevşek bir formasyonda yürüyor olmanın etkisiyle, Flaminius'un ordusu tamamen savunmasız yakalanmış oluyor.

Having previously marched in a very loose formation, Flaminius' army is caught completely by surprise.