Translation of "şuydu" in English

Şuydu:

It was this:

Ama hissettiğim şuydu;

But I thought like:

Ay'da yazan şuydu:

And off on the Moon, it was written,

John'un gerekçesi şuydu:

John's justification was quite simple:

Yazdığı şey şuydu...

What she wrote was ...

İkinci ikilem şuydu:

This was the second dilemma:

Olan şey şuydu,

So what happened was,

Düşünebildiğim tek şey şuydu:

And all I could think of to say was,

Bu videodaki asıl amacımız şuydu

Our main goal in this video was

Sorduğum ilk sorulardan bir tanesi şuydu:

One of the first questions I asked was,

Da Vinci'nin diğer insanlardan farkı şuydu

The difference of Da Vinci from other people was

Filmin başında verilen mesaj şuydu; ikiz kardeşler

The message given at the beginning of the movie was this; twin brothers

Papalığın şartı ise şuydu artık kadavra incelemiyecek

The condition of the papacy was that it will no longer examine the cadaver

İlginç ve şaşırtıcı olan şey şuydu ki

The interesting thing about it, and the surprising thing about it,

O insanlar konusundaki dikkate değer şey şuydu,

What was remarkable about the people of the time

Annemin söylediği ilk şey şuydu: "Sen deli misin?"

The first thing my mother said was: "Are you crazy?"

Tek sorun şuydu ki nezaket hakkındaki bu kitabı yazmıştım

The only problem was that I had written that book about civility

Nuh'un öyküsü şuydu: Nuh doğru bir insandı. Çağdaşları arasında kusursuz biriydi. Tanrı yolunda yürüdü.

Noah was a just and perfect man in his generations, he walked with God.