Translation of "Şartlar" in English

0.008 sec.

Examples of using "Şartlar" in a sentence and their english translations:

Şartlar nedir?

What're the terms?

Şartlar dayanılmazdı.

The situation was unbearable.

Şartlar değişti.

Circumstances have changed.

Şartlar iyileşti.

The situation has improved.

Şartlar nelerdir?

What are the conditions?

Şartlar hızla değişiyor.

Things are changing quickly.

Burada şartlar değişti.

Things have changed here.

Şartlar değişmiş olabilir.

Things may have changed.

Şartlar değişmek zorunda.

Things have to change.

Şartlar normale dönüyor.

Things are getting back to normal.

Şartlar gerçekten iyileşmedi.

Things haven't really improved.

Orada şartlar zordur.

Things are tough out there.

Şartlar daha iyi olacak.

Things will get better.

Tom için şartlar kötüleşti.

Things got bad for Tom.

Zamanla, şartlar yalnızca kötüleşti.

Over time, things only got worse.

Şartlar oldukça hızlı değişiyor.

Things are changing quite rapidly.

Şartlar her gün değişiyor.

Things change every day.

Daha iyi şartlar bekliyorduk.

We expected better terms.

Şartlar daha iyi olamazdı.

Things weren't going to get any better.

Şartlar daha uygun olamazdı.

Things couldn't be more ship-shape.

O şartlar altında düşünmüyorum.

I don't think in those terms.

Şartlar artık çok katı.

Things are pretty grim now.

Şartlar daha da kötüleşemez.

Things can't get any worse.

Şartlar Sami için zordu.

Things were hard for Sami.

Tuzak kurmak için şartlar mükemmel.

Perfect ambush conditions.

Bu şartlar altında birlikte çalışamayız.

Under these conditions we can not work together.

Şartlar o kadar kolay değil.

Things are not that simple.

Hayatını bu şartlar altında sürdüremezsin.

You can't live your life under these conditions.

Bu şartlar altında çalışmak istemiyorum.

I don't want to work under these conditions.

Şartlar hızlı bir şekilde değişebilir.

Things can change quickly.

O zamandan beri şartlar değişti.

Things have changed since then.

Şartlar burada çok yavaş değişir.

Things change very slowly here.

Şartlar çok daha kötü olabilirdi.

Things could be much worse.

Bu şartlar altında çalışmak imkansız.

It's impossible to work in such circumstances.

Şartlar aynı ama insanlar değişti.

Things are the same, but people have changed.

Şartlar dramatik bir şekilde değişti.

Things changed dramatically.

Şartlar gittikçe kötüleşmeye devam ediyor.

Things keep getting worse and worse.

Şartlar onların gördükleri gibi değildi.

Things weren't what they seemed.

Şartlar şu anda biraz zorlu.

Things are a little rough right now.

Şartlar bizi toplantıyı ertelememiz için zorladı.

Circumstances forced us to put off the meeting.

Keşke daha iyi şartlar altında görüşebilseydik.

I wish we could have met under better circumstances.

Şartlar artık hiç de iyi gitmiyor.

Things aren't going well at all, any more.

Bu şartlar altında Tom'un umursayacağını sanmıyorum.

Under the circumstances, I don't think Tom would mind.

Şartlar nedeniyle, üniversiteye gitme düşüncesinden vazgeçtim.

Due to circumstances, I gave up the idea of going to university.

Şartlar aslında bu yıl daha iyidir.

Things are actually better this year.

- Talimatlar verildi.
- Şartlar yapıldı.
- Koşullar hazırlandı.

Stipulations were made.

- Koşullar alışılmadıktır.
- Şartlar olağandışıdır.
- Koşullar sıradışıdır.

Conditions are unusual.

Şartlar benim yurt dışına gitmeme izin vermedi.

The circumstances did not allow me to go abroad.

Şartlar yüzünden randevumuzu iptal etmek zorunda kaldık.

Circumstances forced us to cancel our appointment.

Normal şartlar altında onu yapmayı kabul ederim.

Under normal circumstances, I'd agree to do that.

O, çok gizemli şartlar altında aniden kayboldu.

He disappeared suddenly under very mysterious circumstances.

Senin bu şartlar altında nasıl çalışabileceğini bilmiyorum.

I don't know how you can work under these conditions.

Şartlar, av için haftalarca bu kadar iyi olmayacak.

Hunting won't be this good again for weeks.

Yılın bu döneminde bile burada şartlar çok çetindir.

It's very tough here, and even these days

Siyasi mahkumlar daha iyi şartlar için açlık grevindeler.

Political prisoners are on a hunger strike for better conditions.

Bu yüzden, geçici işçiler kötü şartlar altında çalışıyorlar.

For that reason, temporary workers are working under inferior conditions.

Şartlar Tom için son zamanlarda oldukça zor olmuştu.

Things have been pretty rough lately for Tom.

Bugün ABD'deki Latin toplumu için şartlar daha iyidir.

Today, things are better for the Latino community in the USA.

Bu şartlar altında teslim olmaktan başka seçeneğimiz yok.

Under the circumstances we have no choice but to surrender.

Bu şartlar altında Apple-1'i çıkardı Steve Jobs

Under these circumstances Apple-1 released Steve Jobs

Normal şartlar altında, suyun kaynama sıcaklığı 100 santigrat derece.

Under normal conditions, the boiling point of water is 100 degrees Celsius.

Tom çok zor şartlar altında iyi bir iş yapıyor.

Tom is doing a good job under very difficult circumstances.

Şartlar göz önüne alındığında, böyle bir olayın gerçekleşmesi kaçınılmazdı.

Given the circumstances, it was inevitable that such an incident should take place.

Şartlar o kadar hızlı değişiyor ki bu beni korkutuyor.

Things are changing so fast it scares me.

Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.

Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.

Tüm bu şartlar, başkan Nicolas Maduro'ya karşı aylar süren protestoları tetikledi.

These conditions have sparked months of protests against the president, Nicolas Maduro.

Memlüklerin,Moğolların büyük ordusu karşısında neredeyse imkansız şartlar altında olduğunu bildiği halde

Although he admitted that the Mamluks faced impossible odds against the vast Mongol army,

Gelgitler güçlenmeye başlamış. Tümsek başlı papağan balığının üremesi için mükemmel şartlar oluşmuş.

Tides are growing stronger... ...creating perfect conditions for bumphead parrotfish to breed.

Küçücük birşey olabilir uygun şartlar ve tedavi sağlanmaz ise ölüme kadar gidebilir

It may be a small thing, if the appropriate conditions and treatment are not provided, it can go until death.

Deneyim evliliği olarak adlandırdığı anlaşmanın, eşlerin her birinin geçici bir sözleşmede şartlar

agreement that he called the marriage of experience is similar in that each of the

Öyleyse ... bu kadar çekici düşünebilirsin şartlar, insanlar borç vermek için sıraya girerdi

So... you can imagine that with such attractive conditions, people would be queueing to lend

şartlar, daha büyük istikrarsızlık, problemler finansman elde etmek - bir ev satın almak mı

conditions, with greater instability, problems obtaining financing – be it to buy a house,