Translation of "Değişiyor" in English

0.010 sec.

Examples of using "Değişiyor" in a sentence and their english translations:

Değişiyor

It gets different,

- Zamanlar değişiyor.
- Devir değişiyor.

- Times change.
- Times are changing.

Dünya değişiyor.

The world is changing.

Yine değişiyor

changing again

Ne değişiyor?

what's changing

İklim değişiyor.

The climate is changing.

Toplum değişiyor.

Society is changing.

Doğa değişiyor.

Nature is changing.

Zaman değişiyor.

Time is changing.

Devir değişiyor.

Times change.

Zamanlar değişiyor.

Times are changing.

Tutumlar değişiyor.

Attitudes are changing.

Boston değişiyor.

Boston is changing.

İşler değişiyor.

- Things change.
- Things are changing.

İklimimiz değişiyor.

Our climate is changing.

Revaçta olanlar değişiyor.

The current is changing.

Sonra yine değişiyor

And then she changes

Şartlar hızla değişiyor.

Things are changing quickly.

Dünya hızla değişiyor.

The world is changing fast.

Her şey değişiyor.

- Everything's changing.
- Everything is changing.

Bir şey değişiyor.

Something is changing.

Durum hızla değişiyor.

Things are changing rapidly.

O durum değişiyor.

That situation is changing.

Koşullar hızla değişiyor.

- Things are changing quickly.
- Things are changing rapidly.
- Things are changing fast.

İşler şimdi değişiyor.

Things are changing now.

Yaşam tarzları değişiyor.

Lifestyles are changing.

Belki şansın değişiyor.

Maybe your luck is changing.

Sanırım zamanlar değişiyor.

I guess times are changing.

O da değişiyor.

That's changing, too.

İşler değişiyor mu?

Do things change?

- O kademeli olarak değişiyor.
- O yavaş yavaş değişiyor.

That is gradually changing.

- Her şey hızla değişiyor.
- Her şey süratle değişiyor.

Everything is changing rapidly.

Bunu görmüyorsunuz. Dünya değişiyor.

You don’t see this. The world is changing.

Gezegenimiz gözlerimizin önünde değişiyor.

Our planet is changing before our eyes.

Dünyamız çok hızlı değişiyor

Our world is changing so fast,

Sürekli değişiyor. Çünkü akışkan

is constantly changing. Because fluid

Dünya her dakika değişiyor.

The world is changing every minute.

Şartlar oldukça hızlı değişiyor.

Things are changing quite rapidly.

Şartlar her gün değişiyor.

Things change every day.

Pekin çok hızlı değişiyor.

Beijing is changing so rapidly.

Dünya sürekli olarak değişiyor.

The world is constantly changing.

Dünya her gün değişiyor.

The world changes every day.

Zaman nasıl da değişiyor.

How times change.

Burada, beynin fiziksel yapısı değişiyor.

Here, the physical structure of the brain is actually changing

Altının fiyatı günden güne değişiyor.

The price of gold varies from day to day.

Hastanın durumu günden güne değişiyor.

The patient's condition changes from day to day.

Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor.

Patterns of married life are changing a lot.

Dünya gitgide daha hızlı değişiyor.

The world changes faster and faster.

Işık kırmızıdan yeşile doğru değişiyor.

The light is changing from red to green.

Tom'un favori şarkıcısı sürekli değişiyor.

Tom's favorite singer is always changing.

Pekin büyük bir hızla değişiyor.

Beijing is changing with great speed.

En sevdiği şarkıcı hep değişiyor.

His favorite singer is always changing.

Beyin aktivitesi değişiyor ve normale dönüyor.

that the brain activity changes and returns to normal.

Biliyoruz ki hormonlar, cinsiyete göre değişiyor.

And we know that hormones differ between the genders.

O anda tüm bakış açım değişiyor

And my perspective changes at that moment,

Ve gerçekten de hikâyeye göre değişiyor.

And it really depends on the story.

Dünya gitgide artan bir hızla değişiyor.

The world is changing more and more quickly.

Gardiyanlar her üç saatte bir değişiyor.

The guards change every three hours.

Uzunlukları değişiyor - henüz şaşırtıcı bir şey olmadı -

They trade off lengths - nothing astonishing has happened yet -

Buralarda bir şey değişiyor gibi görünmüyor hiç.

Nothing ever seems to change around here.

O ülkenin ekonomik durumu günden güne değişiyor.

That country's economic situation changes from day to day.

Ama bir dakika bekleyin. Çünkü Cibuti'de zaman değişiyor.

But wait a minute because the times are changing in Djibouti!

Şartlar o kadar hızlı değişiyor ki bu beni korkutuyor.

Things are changing so fast it scares me.

Ama bir saniye durun! Çünkü şimdi işler değişiyor gibi gözüküyor!

But hold on a second! Because now it seems things are starting to change!

Tom'un ruh hali günden güne gözle görülür bir biçimde değişiyor.

Tom's mood changes markedly from day to day.

Dünyanın iklimi, tarihteki herhangi bir başka zamandan daha hızlı değişiyor.

The earth’s climate is changing faster than at any other time in history.

- Her şey değişir.
- Her şey değişmek üzere.
- Her şey değişiyor.

- Everything's changing.
- Everything is changing.

Beyin hakkında bildiğimiz şey onun nefes kesici bir hızla değişiyor olması.

What we know about the brain is changing at a breathtaking pace.

- Mikrofonu eline geçirince Tom'un kişiliği tamamen değişiyor.
- Tom mikrofonu eline alınca kişiliği tamamen değişir.

Tom's personality changes completely when he grabs the mic.