Translation of "İltifat" in English

0.005 sec.

Examples of using "İltifat" in a sentence and their english translations:

İltifat için teşekkürler.

Thanks for the compliment.

Bu bir iltifat.

It's a compliment.

Bana iltifat etti.

He complimented me.

Tom'a iltifat ettim.

I complimented Tom.

İltifat edilince kızardı.

She blushed when he praised her.

O bir iltifat mı?

Is that a compliment?

Tom bana iltifat etti.

Tom complimented me.

O bana iltifat etti.

He paid me a compliment.

Tom, Mary'ye iltifat etti.

Tom complimented Mary.

Bu bir iltifat mı?

Is this a compliment?

Bunu bir iltifat olarak düşündüm.

I meant that as a compliment.

Bunu bir iltifat olarak kastetmiştim.

I meant it as a compliment.

- Tom onu bir iltifat olarak aldı.
- Tom onu bir iltifat olarak gördü.

Tom took it as a compliment.

Onun sözlerini bir iltifat olarak aldı.

He took her words as a compliment.

Tom Mary'nin fikri için iltifat aldı.

Tom took credit for Mary's idea.

Bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum.

I take that as a compliment.

Onu bir iltifat olarak kabul edeceğim.

- I'll take that as a compliment.
- I will take that as a compliment.

Onun bir iltifat olması mı gerekiyor?

Is that supposed to be a compliment?

O, iltifat için bana teşekkür etti.

She thanked me for the compliment.

Tom benim fikrim için iltifat aldı.

Tom took credit for my idea.

Tom iltifat için bana teşekkür etti.

Tom thanked me for the compliment.

O bir iltifat değil, değil mi?

That's not a compliment, is it?

Onu bir iltifat olarak kabul ediyorum.

I'd take that as a compliment.

Bu bir iltifat değil, değil mi?

That isn't a compliment, is it?

Tom'un her zaman iltifat bekleme tarzını sevmiyorum.

I don't like the way Tom is always fishing for a compliment.

Tom gerçekten onu bir iltifat olarak düşünmedi.

Tom didn't really mean that as a compliment.

Tom'un söylediği tam olarak bir iltifat değildi.

What Tom said wasn't exactly a compliment.

Ben onu bir iltifat olarak mı almalıyım?

Should I take that as a compliment?

Bu bir iltifat mı yoksa hakaret mi?

Is it a compliment or an insult?

En son ne zaman bir iltifat aldın?

When was the last time you received a compliment?

Bu kravatı daha sık takmalıyım. Bugün çok iltifat aldım.

I ought to wear this tie more often. I've gotten a lot of compliments today.

Tom ne kadar hoş göründüğüne dair Mary'ye iltifat etti.

Tom complimented Mary on how nice she looked.

Bunun bir iltifat mı yoksa bir hakaret mi olduğundan emin değilim.

I'm not sure if it's a compliment or an insult.

Ve şimdi ne zaman biri bana iltifat etse ya da dese ki

And so now, whenever someone gives me compliment or says,

Tom, Mary'nin yeni bir saç kesimi olduğunu fark etti ve ona iltifat etti.

Tom noticed that Mary had a new haircut, and paid her a compliment.

İnsanlar İngilizcenizin ne kadar iyi olduğu hakkında iltifat etmeyi bırakırsa İngilizcenizin iyi olduğunu bilirsiniz.

You know that your English is good when people stop complimenting you on how good your English is.

İnsanlar senin Fransızcanın ne kadar iyi olduğuna dair iltifat etmeyi bıraktığında Fransızcanın iyi olduğunu biliyorsun.

- You know that your French is good when people stop complimenting you on how good your French is.
- You know your French is good when people stop complimenting you on how good your French is.

Arkadaşların sana ne kadar genç göründüğünle ilgili iltifat etmeye başlarsa, bu yaşlandığına dair kesin bir işarettir.

When your friends begin to flatter you on how young you look, it's a sure sign you're getting old.

İnsanlar hâlâ tamamen bir yerli konuşucu gibi ses çıkarmadığın aşikar olduğunda sadece dil yeteneğiniz üzerine size iltifat etmek eğilimindedir.

People tend to only compliment you on your language ability when it's apparent that you still don't quite sound like a native speaker.