Translation of "İçi" in English

0.016 sec.

Examples of using "İçi" in a sentence and their english translations:

Madenin içi kapkaranlık.

[Bear] That mine is pitch black inside.

Evin içi ılık.

The house is warm.

İçi boş olurdu.

It would be empty.

Çadırın içi sıcaktı.

It was hot inside the tent.

İçi tamamen yeniydi.

The interior was completely new.

Bu madenin içi kapkaranlık.

[Bear] That mine is pitch black inside.

Onun ceketinin içi kürktür.

Her coat is fur on the inside.

Piknik içi tarih kararlaştıralım.

Let's decide on the date for the picnic.

Senin içi aldığıma bak.

Look what I got for you.

Mağaranın içi zifiri karanlık.

It's pitch black inside the cave.

Senin içi uyuma zamanı.

- It is time for you to go to bed.
- It's time for you to go to bed.
- It's time for you to go to sleep.

Madenin içi çok karanlıktı.

It was very dark inside the mine.

Tom hâlâ çevrim içi.

Tom is still online.

Gömleğinin içi dışına dönmüş.

Your shirt's on inside out.

Hafta içi bir gün.

On a weekday.

Kulübün içi gerçekten gürültülüydü.

- It was really loud inside the club.
- It was deafeningly loud in the disco.

Odanın içi çok karanlıktı.

It was very dark inside the room.

Otobüsün içi çok sıcaktı.

- It was very hot inside the bus.
- It was very hot on the bus.

O pastaya içi gidiyor.

She's dying for that cake.

Bu şeyin içi yağla dolu.

This stuff is packed full of oils.

Binanın içi 1,5 kilometreden uzun.

The building is more than one mile long.

Binanın içi ve dışı çürümüş.

The building is rotten inside and out.

Onur olmadan, zaferin içi boştur.

Without honor, victory is hollow.

Bahse girerim evin içi darmadağındır.

I'll bet the inside of the house is a mess.

Bana çevrim içi mesaj yaz.

Message me online.

- Ev soğuk.
- Evin içi soğuk.

The house is cold.

Hafta içi akşamları dışarı çıkmam.

I don't go out on weeknights.

Şehir içi otobüsler nereden kalkar?

- Where do the buses for downtown leave from?
- Where do the buses headed downtown leave from?

Ürünlerini çevrim içi satmaya çalışmalısın.

You should trying selling your products online.

Onun içi dışı bir değil.

- He is not an open book.
- She is not an open book.

Tom her zaman çevrim içi.

Tom is always online.

Evin içi hoş ve ılıktı.

It was nice and warm inside the house.

Hafta içi her zaman meşguldür.

- She is always busy on weekdays.
- She's always busy on weekdays.

Tom çevrim içi olmakta zorlanıyordu.

Tom had trouble getting online.

Boston'u avucumun içi gibi biliyorum.

I know Boston like the back of my hand.

- Tom açık bir kitaptır.
- Tom'un içi dışı birdir.
- Tom'un içi dışı bir.

Tom is an open book.

Aile içi şiddete uğramada yakın oranlar,

near equal domestic abuse rates;

O, hafta içi her zaman meşguldür.

- She is always busy on weekdays.
- She's always busy on weekdays.

O, Almanya'yı avucunun içi gibi bilir.

He knows Germany like the back of his hand.

Bu bölgeyi avucumun içi gibi biliyorum.

I know this area like the back of my hand.

Tom'un evinin içi zevkle dekore edilmiştir.

The interior of Tom's house is decorated tastefully.

New York'u avucumun içi gibi bilirim.

I know New York like the back of my hand.

Sanırım çevrim içi tanışma güvenli değil.

I think online dating isn't safe.

Kül tablasını boşalt, içi izmarit dolu.

Empty the ashtray, because it's full of cigarette butts.

Tom aile içi istismar konusunda uzmandı.

Tom was an expert in domestic abuse.

Bu havayolunun uçak içi yemeğini beğeniyorum.

I like this airline's in-flight meal.

Tom çevrim içi aradığı bilgiyi buldu.

Tom found the information he was looking for online.

Aile içi şiddet ciddi bir sorundur.

Domestic violence is a serious problem.

Avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor.

while making a handful unimaginably rich?

Bu binanın içi aslında ses tarafından tasarlandı.

This building inside is actually designed by the sound, you can see.

Içi doldurulmuş oyuncak bir koyunu eline aldığında

to bully a dangling stuffed sheep,

Parti içi muhalefet ile yüzleşmek zorunda kalıyorlar.

they must face their own party opposition.

Tom çok samimi ve içi dışı bir.

Tom is very friendly and outgoing.

Tom bu şehri avucunun içi gibi bilir.

Tom knows this town inside out.

Tom bu alanı avucunun içi gibi biliyor.

Tom knows this area like the back of his hand.

O, bu bölgeyi avucunun içi gibi bilir.

He knows the area like the back of his hand.

Bazen aile içi anlaşmazlıklar kuşaktan kuşağa geçer.

Sometimes family feuds extend through the generations.

Saat kulelerinin içi çeşit çeşit zamazingoyla doludur.

A clocktower is full of an assortment of doodads and doohickies.

- İnternete giremedim.
- İnternete bağlanamadım.
- Çevrim içi olamadım.

I couldn't get online.

Bu kutunun dışı yeşildir ama içi kırmızıdır.

The outside of this box is green, but the inside is red.

Tom'un evinin içi soğuk günlerde bile sıcaktır.

Tom's house is warm inside even on cold days.

Günümüzde çoğu yiyeceğin içi kimyasal maddelerle dolu.

Nowadays, most foods are full of chemicals.

Bu kullanıcı iki yıldır çevrim içi olmamış.

This user hasn't been online for two years.

- O, modern İngiliz edebiyatını avucunun içi gibi biliyor.
- O, modern İngiliz edebiyatını avucunun içi gibi bilir.

He is at home in modern English literature.

- Sami aile içi şiddet nedeniyle altı kez tutuklandı.
- Sami ev içi şiddet nedeniyle altı kez tutuklandı.

Sami was arrested for domestic violence six times.

Hafta içi akşam 5'ten sonra nadiren çalışırım.

I rarely work past 5 pm on a weekday.

Ben iş yerindeyken Tom hafta içi yardım ediyordu.

Tom has been helping out on weekdays while I'm at work.

Sınıfınız için çevrim içi kayıt olmanıza yardım edeceğim.

I'll help you register for your class online.

- Tom çok sempatik.
- Tom çok içi dışı bir.

Tom is very outgoing.

Dün onun çevrim içi bulduğum bir postasını okudum.

Yesterday, I read a post of hers that I found online.

- Ev soğuk.
- Evin içi soğuk.
- Evde hava soğuk.

It's cold at home.

İçi boş Suriye, Filistin, Mezopotamya, Babil, hepsi size ait!

Hollow Syria, Palestine, Mesopotamia, Babylonia, all belong to you!

Hafta içi günleri : Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma'dır.

The weekdays are: Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, and Friday.

Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.

Instructional videos are a key component of many online courses.

Sadece çevrim içi değil, yüz yüze de görüşme fırsatımız olur.

to build, not just online, but offline, in the months to come.

- Hafta içleri beyaz gömlek giyerim.
- Hafta içi beyaz gömlek giyerim.

I wear white shirts on weekdays.

Çevrim içi alımlar son bir yılda yüzde on beş arttı.

Online purchases have increased fifteen percent over last year.

Bütün bir gün seni çevrim içi görmemem neredeyse beni korkuttu.

It almost scared me not to see you online for a whole day.

O, sabah 9 akşam 5, hafta içi her gün çalışır.

She works 9-5 every weekday.

Bu çevrim içi ankete katılmak için size bazı kişisel bilgiler sorabiliriz.

In order to participate in this online survey, we may ask you some personal information.

Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.

I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.

- Tom'un içi dışı birdir.
- Tom açık kalplidir.
- Tom hislerini belli eder.

Tom wears his heart on his sleeve.

- Tom içi boş mesajlarıyla bilinen biridir.
- Tom zırva yazılarıyla tanınan biri.

Tom is a well-known shitposter.

Şirket yurt içi satışlarındaki bir gerilemeyi telafi etmek için ihracat pazarlarına yöneliyor.

The company is turning to export markets to make up for a decline in domestic sales.

Benim banka ekstresi artık posta ile gelmiyor, ona ancak çevrim içi ulaşılabilir.

My bank statement no longer comes in the mail, but it can be accessed online.

- O, alanı elininin arkası gibi bilir.
- O, bu bölgeyi avucunun içi gibi bilir.

He knows the area like the back of his hand.

- Tom bu bölgeyi karış karış bilir.
- Tom bu bölgeyi avucunun içi gibi bilir.

Tom knows every inch of this area.

Tanıdığım en sosyal insanlardan bazılarının hem çevrim içi hem de çevrim dışı arkadaşları var.

Some of the most sociable people I know have friends both online and off-.

Ben bir çevrim içi müzik mağazasında Debussy'nin "Clair de Lune" parçasının bir mp3 kopyasını aldım.

I bought an mp3 copy of Debussy's "Clair de Lune" in an online music store.

- Donald Trump'ın şeffaflığını seviyorum.
- Donald Trump'ın dobralığını seviyorum.
- Donald Trump'ın saydamlığı hoşuma gidiyor.
- Donald Trump'ın içi dışı birliği hoşuma gidiyor.

I like the transparency of Donald Trump.