Translation of "Karanlık" in Korean

0.017 sec.

Examples of using "Karanlık" in a sentence and their korean translations:

Karanlık...

‎어둠은...

Karanlık.

‎어둠이 내립니다

Karanlık denizlerimiz...

‎우리의 검은 바다를 무대로

Karanlık çökmek üzere.

‎어둠이 임박했습니다

Karanlık madde arayışı

암흑물질을 연구하는 것은

Karanlık biraz korkutucu.

‎깜깜하니 겁이 나더군요

Gençlerden karanlık gerçekliği gizler

그들이 사회의 끊임없는 평가의 대상이라는

Karanlık nasıl hızlı çöktüyse...

‎어둠이 내릴 때만큼 빠르게

Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.

이끼는 어둡고 습한 환경을 좋아합니다

Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.

이끼는 어둡고 습한 환경을 좋아합니다

Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.

‎오직 어둠만이 이 암컷을 ‎포식자로부터 지켜줍니다

Ay döngüsünün en karanlık evresi.

‎달의 주기 중 가장 어두운 시기죠

Çok karanlık olursa avlarını göremezler.

‎너무 어두우면 ‎사냥감이 안 보입니다

Karanlık, sessiz bir alan arıyor.

‎암컷은 어둡고 조용한 터를 ‎찾고 있습니다

Karanlık Enerji Ölçümü adı verilen

저는 현존하는 가장 큰 우주지도를 만들고 있는

Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.

‎이제 의심의 여지가 없군요 ‎어둠은 기회를 불러옵니다

Şu an o kadar karanlık ki...

‎이제 몹시 어두워서...

Ay'ın en karanlık evresine denk gelir.

‎바다는 가장 환상적인 모습을 ‎보여 줍니다

Peki karanlık maddeniz yoksa ne olur?

그러면 만약 암흑물질이 없다면 어떤 일이 일어날까요?

Ve beni en karanlık günlerimde kurtaran stratejilerim.

많이 의지했고 또 저를 구해준 방법들입니다.

Ay, Afrika Savanı'nda neredeyse en karanlık evresinde.

‎아프리카 사바나에서는 ‎거의 초승달이 다 됐습니다

...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.

‎낮 시간이 길어지고 ‎어둠은 빛에 길을 내줍니다

...bu karanlık suların daha da derinlerine iniyoruz.

‎이 어두운 바다의 더 깊은 곳으로 ‎모험을 감행하고 있습니다

Çakan şimşeklerin dışında artık ortalık zifiri karanlık.

‎번개가 번쩍일 때 외엔 ‎칠흑처럼 깜깜해졌습니다

İşte iki farklı karanlık madde türü içeren

여기 두 개의 다른 종류의 암흑물질로 이루어진

Öte yandan, karanlık ve büyüleyici bir tarafa sahip,

반대로, 사람들을 사로잡는 전기 영화들을 보면

Anneyi bekleyen uzun karanlık, dayanıklılığını ve kabiliyetini sınayacak.

‎앞으로 이어질 기나긴 어둠은 ‎어미 곰의 끈기와 능력을 ‎시험할 것입니다

Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.

‎하지만 더 북쪽에선 ‎어둠이 그보다 조금 더 ‎오래 버티죠

Karanlık çökünce... ...fokların görülmeden geçme şansının artması gerekir.

‎일단 밤이 되면 ‎물개가 몰래 빠져나갈 확률이 ‎높아지겠죠

Gece olunca, mercanların bile karanlık yüzü ortaya çıkıyor.

‎밤에는 산호조차 ‎어두운 면을 드러냅니다

Ve bu ufaklıklar karanlık madde açısından önemli ipuçları.

그리고, 이 작은 은하계들은 암흑물질에 대한 커다란 단서입니다.

Isı algılayan termal kamera en karanlık gecede bile görebilir.

‎열 감지 카메라는 ‎가장 어두운 밤도 볼 수 있습니다

Fakat daha karanlık gecelerde... ...altıncı bir his devreye giriyor.

‎그러나 어두운 밤에는 ‎육감이 눈을 대신합니다

Karanlık çöktüğü için bu vakitler daha güvenli olsa gerek.

‎지금은 어둠이 깔려 ‎안전할 시간이죠

Çoğu fizikçi karanlık maddenin atom altı parçacıklara çok benzeyen

대부분의 물리학자들은 암흑물질이 입자라고 생각합니다.

Bazı insanlar Afrika'dan çıkıp daha soğuk daha karanlık yerlere gittiler

몇몇 사람들은 아프리카에서 나와 더 춥고 어두운 곳으로 옮겨가며

Bunun, birçoğumuz için kötü ve karanlık bir kelime olduğundan şüpheleniyorum.

많은 사람들은 부정적인 단어로 생각하고 있습니다.

Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.

‎어둠이 모습을 감춰 주지만 ‎발걸음 소리가 ‎해빙을 따라 울려 퍼집니다

Ama zifiri karanlık değil. Dolunayın ışığı Güneş'inkinden 400.000 kat daha sönüktür.

‎그러나 완전한 어둠은 아닙니다 ‎보름달의 빛은 ‎태양보다 40만 배 어둡습니다

Gece ne kadar karanlık olursa... ...bu sular insanı o kadar hayrete düşürüyor.

‎밤이 깊어질수록 ‎바다는 더 많은 신비를 드러냅니다

Şehrin ışıklarını geride bırakıp karanlık açık okyanusa ulaşan kürklü foklar artık daha güvende.

‎도시의 불빛을 벗어나 ‎어두운 바다까지 가면 ‎남아프리카물개는 안전합니다

Artık güvende, biraz da akıllandı. Bu yoğun, karanlık yağmur ormanlarında ayrı düşmemek zor olabiliyor.

‎무사히 돌아왔고 ‎조금 더 현명해졌군요 ‎이 빽빽하고 어두운 열대우림에서 ‎가족을 잃지 않기란 쉽지 않습니다

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

어둡고 축축한 곳은 언제나 벌레가 가득하죠 갱도로 가겠습니다

Bu savunma ancak karanlık çökünce belli olur. Resife mavi ışık vurunca neler olduğu gözler önüne serilir.

‎어두워져야만 확실히 알 수 있죠 ‎청색광을 비추면 ‎해답이 드러납니다