Translation of "İçecekler" in English

0.004 sec.

Examples of using "İçecekler" in a sentence and their english translations:

İçecekler ücretsizdir.

The drinks are complimentary.

İçecekler mevcut.

Refreshments are available.

İçecekler ücretsiz mi?

Are drinks free?

Gazlı içecekler içmem.

I don't drink carbonated drinks.

Bu içecekler alakart.

These drinks are a la carte.

İçecekler bizim ikramımız.

The drinks are on the house.

İçecekler ister misiniz?

Would you care for drinks?

Soğuk içecekler servis edilecek.

Cold drinks will be served.

Tom serinletici içecekler getirdi.

Tom brought refreshments.

İçecekler soğuk ve lezzetli görünüyordu.

The drinks looked cool and delicious.

O bize bazı içecekler aldı.

He bought us some drinks.

Sanırım onlar başka yerde içecekler.

I think they will drink elsewhere.

Tom bize bazı içecekler aldı.

Tom bought us some drinks.

İçecekler altıya kadar yarı fiyatına.

The drinks are half price until six.

Yiyecek ve içecekler servis edilecektir.

Refreshments will be served.

Bu insanlara bazı içecekler alın.

Get these folks some drinks.

Ne tür alkollü içecekler içiyorsunuz?

What kind of alcoholic beverages do you drink?

"İçecekler ücretsiz mi?" "Sadece bayanlar için."

"Are the drinks free?" "Only for ladies."

Sen asla alkollü içecekler içmediğini söyledin!

You said you never drank alcoholic drinks!

Lezzetli yiyecek ve içecekler servis edildi.

Delicious refreshments were served.

"İçecekler ücretsiz mi? " " Sadece bayanlar için. "

"Are the drinks free?" "Only for the ladies."

Ben sadece soğuk içecekler içmekten hoşlanırım.

I only like to drink cold drinks.

Bazı içecekler için bize katılmak ister misin?

Do you want to join us for some drinks?

İçecekler için toplam fatura 7000 dolara ulaştı.

The total bill for drinks came up to 7000 dollars.

Tom kendisi ve Mary için içecekler koydu.

Tom poured drinks for himself and Mary.

Bazı içecekler için bize katılmak ister misiniz?

Would you like to join us for some drinks?

Bu akşam verdiğimiz parti için yiyecek ve içecekler almak zorundayım.

I have to buy food and drinks for the party we're giving this evening.

O, zayıflamak için alkolsüz içecekler yerine su içmeye karar verdi.

She decided to drink water instead of soft drinks in order to lose weight.

Günlük bazda şekerli içecekler içen bir kişi, on iki aylık dönemde 23 kilograma kadar şeker tüketecektir.

A person who drinks sugary drinks on a daily basis will consume up to 23 kilograms of sugar in a twelve month period.