Translation of "çıkaracak" in English

0.009 sec.

Examples of using "çıkaracak" in a sentence and their english translations:

Bir kıvılcım çıkaracak.

Creates a spark.

Tom evini satışa çıkaracak.

Tom is going to put his house up for sale.

O, Gilles'i odasına kadar çıkaracak.

He will send Gilles up to the room.

Skandalı ortaya çıkaracak cesareti vardı.

He had the courage to expose the scandal.

Bizi karanlıktan çıkaracak birine ihtiyacımız var.

We need someone to lead us out of the darkness.

Polis dava ile ilgili gerçeği ortaya çıkaracak.

The police will reveal the truth of the case.

Bence Tom çok iyi bir iş çıkaracak.

- I think Tom will do a very good job.
- I think that Tom will do a very good job.