Translation of "Satışa" in English

0.004 sec.

Examples of using "Satışa" in a sentence and their english translations:

İkramlar satışa sunulacak.

Refreshments will be sold.

Bunu satışa çıkardım.

I got this on sale.

Mary piyanosunu satışa çıkardı.

Mary put her piano up for sale.

O evini satışa koydu.

He put up his house for sale.

O, evini satışa koydu.

She has put her house up for sale.

Kürk mantolar satışa sunulmuştur.

Fur coats are on sale.

Evimi satışa çıkarmayı düşünüyorum.

I'm thinking about putting my house up for sale.

Tom evini satışa koydu.

Tom put his house up for sale.

Tom evini satışa çıkarıyor.

Tom is putting his house up for sale.

Çift evlerini satışa çıkardı.

The couple put their house on the market.

Tom evini satışa çıkaracak.

Tom is going to put his house up for sale.

Tom arabasını satışa koydu.

Tom has put his car up for sale.

Sezon biletleri satışa sunulacak.

Season tickets will be available.

Tom satışa katılmayı planlıyor.

Tom plans to attend the sale.

O okul satışa çıkarıldı.

That school is on the market.

- Biletler önümüzdeki pazartesi satışa sunulacak.
- Biletler gelecek pazartesi satışa sunulacak.

Tickets will go on sale next Monday.

Tom evini satışa çıkarmayı düşünüyor.

Tom is thinking about putting his house up for sale.

Biletler önümüzdeki pazartesi satışa çıkacak.

Tickets go on sale next Monday.

- Maaşınız komisyon tabanlıdır.
- Maaşınız satışa dayalıdır.
- Maaşınız komisyona dayalıdır.
- Maaşınız yaptığınız satışa dayalıdır.

Your salary is commission-based.

Üstelik satışa sunulmuş bu deniz atı broşü

Moreover, this seahorse brooch is on sale

Kırmızı fiyat etiketi ile ürünler satışa sunulmuştur.

Items with a red price tag are on sale.

Problem şu ki, Cuisinart mikseri Amazon'un müdavim fiyatından satışa koymamış...

The problem is that Cuisinart doesn't list the item for Amazon's regular price and based

- Bu yeni model satışa çıkmış mı?
- Bu yeni model piyasaya çıkmış mı?

Is this new model available on the market?

Biletler 13 $, 30 $ ve 33 $ 'dır ve öğleden sonra Pazartesi günü satışa sunulmaktadır.

Tickets are $13, $30, and $33, and go on sale Monday at noon.

Tom'un babası öldükten sonra, annesi eve bakmakla baş edemedi, bu yüzden onu satışa çıkardı.

After Tom's father died, his mother couldn't cope with looking after the house, so she put it on the market.

- Sadece bir mağaza bu kitabı satışa arz ediyor.
- Sadece bir dükkan bu kitabı satmaktadır.

Only one store carries this book.

Dün, annemle birlikte indirimli satışa gittim ve bana bir elbise alması için onu kışkırtmayı sürdürdüm.

I went to a sale with my mother yesterday and kept hounding her to buy me a dress.

Mum ışığı yanında akşam yemeği hazırlama yerine o, eBay'da açık artırma için erkek arkadaşını satışa sundu.

Instead of preparing a dinner by candlelight, she put her boyfriend up for auction on eBay.

- Yanni en yakınındakilerin çok büyük ihanetine uğradı.
- Yanni en yakın işbirlikçileri tarafından çok pis satışa gelmişti.

Yanni was supremely betrayed by his closest collaborators.