Translation of "çözecek" in English

O çözecek.

- It'll work out.
- It'll work.

O neyi çözecek?

What'll that solve?

Problemi çözecek kadar zekidir.

He is clever enough to solve the problem.

Çözecek bir gizemimiz var.

We've got a mystery to solve.

Çözecek bir katilim var.

I have a murder to solve.

Biz çözecek sorunlarımız var.

We have problems to solve.

Sanırım zaman sorunu çözecek.

I think time will solve the problem.

Çözecek çok problemimiz var.

We've got a lot of problems to solve.

O bunu çözecek sanırım.

- I think that will settle it.
- I think that'll settle it.
- I think that that'll settle it.

Tom sonunda bunu çözecek.

Tom will eventually figure this out.

Çözecek bazı acil sorunlarımız var.

We have some pressing problems to solve.

Ne zaman geçeceklerini çözecek kadar akıllılar.

They're smart enough to work out when to across.

Ve bu problemleri bu türkçe aritmetik problemlerini anlayıp çözecek

Then I started to write a program which would "understand Turkish."

Binlerce yıldır çözülemeyen Da Vinci'nin şifresini burada çözecek halimiz yok

We have no way to decipher Da Vinci's code, which has not been decrypted for thousands of years.