Translation of "Ölümle" in English

0.005 sec.

Examples of using "Ölümle" in a sentence and their english translations:

Kaymak, ölümle sonuçlanabilir.

A slip could be fatal.

Cinayet ölümle cezalandırılır.

- Murder is punished by death.
- Murder is punishable by death.

Gerekirse ölümle yüzleşirim.

I will face death, if it is necessary.

Cinayet ölümle cezalandırılabilir.

Homicide is punishable by death.

...mezarlıklarda sadece ölümle karşılaşılmaz.

cemeteries aren't just places of death.

Ölümle yüz yüze kaldık.

We stood face to face with death.

İntihar girişimi ölümle cezalandırılabilir.

Suicide attempts are punishable by death.

Bütün trajediler ölümle biter.

All tragedies end with a death.

Ölümle burun buruna olanlar onlar

They are the ones who are nose to death

İnsanlar bazen ölümle uykuyu karşılaştırır.

People sometimes compare death to sleep.

O, hüzünlü bir ölümle öldü.

He died a sad death.

Jane doğal bir ölümle ölmedi.

Jane didn't die a natural death.

Tom ölümle burun buruna geldi.

Tom had a close brush with death.

Tom doğal bir ölümle öldü.

Tom died a natural death.

Tom kahramanca bir ölümle öldü.

Tom died a heroic death.

Sami korkunç bir ölümle öldü.

Sami died a horrible death.

Ragnar ölümle yüz yüze gelince krala

As he faced death, Ragnar called out to the king…

O doğal olmayan bir ölümle öldü.

He died an unnatural death.

Tom ölümle ilgili bir cümle yazdı.

Tom wrote a sentence about death.

Bir pusuda trajik bir ölümle karşılaştı.

He met with a tragic death in an ambush.

Dün gece babam huzurlu bir ölümle öldü.

My father died a peaceful death last night.

"Ölümle Randevu", Agatha Christie'nin bir polisiye romanıdır.

"Appointment with Death" is a crime novel by Agatha Christie.

Ölümle burun buruna gelmek eğitici bir deneyim olabilir.

Coming close to death can be an educational experience.

- O suç ölümle cezalandırılır.
- O suçun cezası ölümdür.

That crime is punishable by death.

Sami trajik ve acılı bir ölümle hayatını kaybetti.

Sami died a tragic and painful death.

- Genelde ölümü siyahla bağdaştırırız.
- Sık sık siyahı ölümle ilişkilendiririz.

We often associate black with death.

Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.

The fatal stabbing was sparked by an argument that got out of control.

Birkaç günlüğüne hiçbir şey yememek veya içmemek ölümle sonuçlanabilir.

Not eating or drinking anything for a couple of days may result in death.

Amcam mutlu bir hayat yaşadı ve huzurlu bir ölümle öldü.

My uncle lived a happy life and died a peaceful death.

Peki ya Avrupa? Avrupa ölümle boğuşuyor. Çünkü bizler bu virüsü yeterince ciddiye almadık.

What about Europe? Europe is grappling with death. Because we didn't take this virus seriously enough.

Thormod'un kesin ölümle yüzleşmek için yükselen cesur adamlardan oluşan şarkısı ... bir önsezi kanıtladı.

Thormod’s song, of brave men rising to face certain death… proved a premonition.

Bir cerrah ayrılmaz arkadaşı olan ölümle birlikte yaşar - Ben onunla el ele yürüyorum.

A surgeon lives with Death, his inseparable companion - I walk hand in hand with him.

Ne vahşi, ne de evcil hayvanların ölümle ilgili herhangi önsezileri var gibi görünüyor.

Neither wild nor domestic animals appear to have any premonition of death.

Geçtiğimiz ayda 30'dan fazla manda öldü ve su seviyesi düştükçe daha çok ölümle tehdit ediliyorlar.

More than 30 water buffalo have died in the past month and many more are threatened with disease as the water level falls.

Kömür sobasıyla uyumamanız gerek. Çünkü karbonmonoksit denen çok zehirli bir gaz yayar. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.

You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.