Translation of "Cinayet" in English

Cinayet ölümle cezalandırılır.

- Murder is punished by death.
- Murder is punishable by death.

Adam cinayet işledi.

The man committed murder.

Cinayet yasalara aykırı.

Murder is against the law.

Cinayet silahını bulduk.

We found the murder weapon.

Cinayet neredeyse mükemmeldi.

The crime was almost perfect.

Cinayet silahı bu.

This is the murder weapon.

Cinayet silahı bulunamadı.

The murder weapon wasn't found.

Cinayet saatinde neredeydin?

Where were you at the time of the murder?

Cinayet ölümle cezalandırılabilir.

Homicide is punishable by death.

Cinayet nedeniyle tutuklusun.

You're under arrest for murder.

Ona cinayet diyorlar.

They're calling it a homicide.

Fadıl cinayet bağımlısıydı.

Fadil was addicted to murder.

Cinayet silahı bulunmadı.

The murder weapon hasn't been found.

Sami cinayet mahallindeydi.

Sami was at the scene of the murder.

Sami cinayet planlıyordu.

Sami was plotting murder.

Cinayet gizemini koruyor.

The murder remains a mystery.

O cinayet işledi.

She committed a crime.

Cinayet suçlamasıyla tutuklandı.

He was arrested and charged with the murder.

Cinayet gizem olarak kalır.

The murder remains a mystery.

O, cinayet için yargılandı.

He was tried for murder.

O, beş cinayet işledi.

He committed five murders.

Tanaka cinayet şüphesiyle tutuklandı.

Tanaka has been arrested on suspicion of murder.

Tom cinayet için yargılanıyor.

Tom is being tried for murder.

Tom cinayet silahıyla bulundu.

Tom was found with the murder weapon.

Tom cinayet suçlusu değildir.

Tom isn't guilty of murder.

Polisler cinayet vakasını soruşturuyor.

The police are looking into the murder case.

Cinayet gecesi ne oldu?

What happened the night of the murder?

Cinayet kötü bir suçtur.

Murder is a wicked crime.

Bu cinayet silahı mı?

Is this the murder weapon?

Bu, cinayet silahı değildir.

This isn't the murder weapon.

Cinayet korkunç bir eylem.

Murder is a monstrous act.

Bu cinayet olabilir mi?

Could it have been murder?

Ben bir cinayet dedektifiyim.

I'm a homicide detective.

Dan bir cinayet dedektifiydi.

Dan was a homicide detective.

Tom cinayet ile suçlanıyor.

Tom is being charged with murder.

Cinayet silahı asla bulunmadı.

The murder weapon was never found.

Bu bir cinayet sahnesi.

This is a crime scene.

Fadıl cinayet sırasında evindeydi.

Fadil was in his house during the murder.

Cinayet davası yeniden açıldı.

The murder case was reopened.

Cinayet silahı silinerek temizlendi.

The murder weapon was wiped clean.

Leyla için cinayet çözümdü.

To Layla, murder was the solution.

Sami bir cinayet dedektifidir.

Sami is a homicide detective.

Tom bir cinayet dedektifidir.

Tom is a homicide detective.

Cinayet gerçekleştiğinde Sami hapsedildi.

Sami was locked up when the murder took place.

Bir cinayet vakasını araştırıyorum.

I'm investigating a murder case.

Tom cinayet anında cinayet mahalline yakın bir yerde olmadığını iddia ediyor.

Tom claims that he wasn't anywhere near the murder scene at the time of the murder.

Cinayet, kargaşa, hapis, ölüm, yıkım

the murder, the mayhem, the prison, the death, the destruction,

Cinayet mahallini açıklamak çok korkunçtu.

The scene of the murder was too terrible to describe.

O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.

He was sent to jail for murder.

O, cinayet yüzünden hapse atılmıştır.

He was framed for murder.

Onlar ona toplu cinayet dediler.

They called it mass murder.

Cinayet ve soygun suç eylemleridir.

Murder and robbery are criminal acts.

Tom'un cinayet için tutuklanmasını istiyorum.

I want Tom arrested for murder.

Onun ölümü cinayet olarak nitelendirildi.

His death was ruled a homicide.

Tom'a cinayet için komplo kuruldu.

Tom was framed for murder.

Bu ay iki cinayet vardı.

There were two murders this month.

Cinayet yeri korkunç bir manzaraydı.

The murder scene was a grisly sight.

Tom cinayet silahını hendeğe attı.

Tom ditched the murder weapon.

Polis cinayet davasını incelemeye başladı.

The police started to look into the murder case.

Cinayet davasıyla ilgili duyduklarına şaşırdı.

He was surprised to hear about the murder case.

Hiçbir resmi cinayet kayda geçmedi.

No official complaint was filed.

Cinayet insanlığa karşı bir suçtur.

Murder is a crime against humanity.

Tom bir dizi cinayet işledi.

Tom committed a series of murders.

Dan bir cinayet işlemekle suçlandı.

Dan was accused of committing a murder.

Askerler cinayet için mahkemede yargılandılar.

The soldiers were tried in court for murder.

O, bir cinayet olayına karıştı.

He was involved in a murder case.

Tom cinayet işlediğini itiraf etti.

- Tom admitted that he had committed the murder.
- Tom admitted he had committed the murder.

Tom cinayet şüphesi altında idi.

- Tom was under suspicion for murder.
- Tom was suspected of murder.

Bu bir cinayet olabilir mi?

Could it have been a murder?

Mary cinayet suçlamalarından sonra tutuklanmıştı.

Mary was arrested following charges of murder.

Az önce cinayet silahını bulduk.

We just found the murder weapon.

Fadıl mükemmel cinayet işlediğini düşündü.

Fadil thought he committed the perfect murder.

Cinayet mi yoksa intihar mıydı?

Was it murder or suicide?

Sami cinayet hakkında konuşmaktan mutluydu.

Sami was happy to talk about the murder.

Sami cinayet silahını satın aldı.

Sami bought the murder weapon.

Sami cinayet suçlamalarıyla karşı karşıyaydı.

Sami was facing murder charges.

Sami cinayet davasında tanıklık etti.

Sami testified in the murder case.

Sami bir kilisede cinayet işledi.

Sami committed a murder in a church.

Sami cinayet için antifriz kullandı.

Sami used antifreeze for murder.

- Geçen sene çok sayıda cinayet oldu.
- Geçen yıl çok sayıda cinayet vardı.

There were a lot of murders last year.

Vatanseverlik bahanesini kullanarak birçok cinayet işlenmiştir.

Many murders have been committed in the name of patriotism.

Yazar cinayet davasını inandırıcı biçimde açıkladı.

The author described the murder case vividly.

Baba ve oğul cinayet için yargılanacak.

The father and the son will be tried for homicide.

Her ay iki cinayet vakası vardı.

- Every month, there were two cases of murder.
- There were two cases of murder per month.

O güç cinayet davasını hatırlıyor musunuz?

Do you remember that baffling murder case?

Aile birlikte cinayet gizemlerini izlemeyi seviyor.

- The family loves to watch murder mysteries together.
- The family likes to watch murder mysteries.

Cinayet gecesi nerede olduğunu açıklayabilir misin?

Can you account for your whereabouts on the night of the murder?

O cinayet davasına karışmış gibi görünüyor.

She seems to be involved in that murder case.

Tom'un suçu cinayet silahı olmadan ispatlanamadı.

- Tom's guilt could not be proven without the murder weapon.
- Tom's guilt couldn't be proven without the murder weapon.

Tom cinayet gecesi evde olduğunu söyledi.

- Tom said he was at home on the night of the murder.
- Tom said that he was at home on the night of the murder.

Dan çekicin cinayet silahı olduğuna inanıyordu.

Dan believed that the hammer was the murder weapon.

Mahkeme onu cinayet suçlamasından beraat ettirmiştir.

The court acquitted him of the charge of murder.

Cinayet günü için bir mazeretin yok.

You don't have an alibi for the day of the murder.

Bana cinayet anında nerede olduğunu söyle.

Tell me where you were at the time of the murder.

Tom bir cinayet soruşturmasında bir şüphelidir.

Tom is a suspect in a homicide investigation.

Dedektifler cinayet için farklı sebepler düşündüler.

Detectives considered different motives for the murder.