Translation of "Ölümün" in English

0.005 sec.

Examples of using "Ölümün" in a sentence and their english translations:

Ölümün kapısındaydı.

He was at the gate of death.

Yaşamın... ...ve ölümün...

Where life... and death...

Adam ölümün eşiğindeydi.

The man was on the brink of death.

Ölümün boşuna değildi.

Your death was not in vain.

O, ölümün eşiğinde.

She's on the verge of dying.

Ölümün acısız olacak.

Your death will be painless.

Yaşam, ölümün başlangıcıdır.

Life is the beginning of death.

Ölümün eşiğinde olduğumu biliyorum.

I know that I am near death.

Ölümün yüzü karşısında güçsüzdü.

He was powerless in the face of death.

Zavallı kız ölümün eşiğindeydi.

The poor girl was on the point of death.

- Doğum bir şekilde ölümün başlangıcıdır.
- Doğum bir anlamda ölümün başlangıcıdır.

Birth is, in a manner, the beginning of death.

Hayat ölümün söndürdüğü bir alevdir.

Life is a flame that death extinguishes.

Ölümün bir örnek teşkil edecek.

Your death will serve as an example.

Tom ölümün eşiğinden geri getirildi.

Tom was brought back from the very brink of death.

- Ölüme çare yok.
- Ölümün ilacı yok.

There's no cure for death.

Ölüm korkusu ölümün kendisinden daha kötüdür.

Fear of death is worse than death itself.

Senin ölümün yavaş ve sancılı olacak.

Your death will be slow and painful.

Ölümün neye benzediği hakkında bir fikrim yok.

I have no idea what death is like.

Güneşin ya da ölümün yüzüne doğrudan bakamazsınız.

Neither the sun nor death can be looked in the face.

O, bu sömürgede yaşam ve ölümün efendisidir.

In this colony he is lord of life and death.

Onlar ölümün kısa bir acı anı olduğunu söylüyor.

They say that death is a brief moment of suffering.

Obezite, önlenebilir ölümün sigaradan sonraki önde gelen nedenidir.

Obesity is the leading cause of preventable death after smoking.

Sigara içen insanların sayısı artıyor, bu yüzden kanser yakında ölümün en yaygın nedeni olacak.

The number of people who smoke is increasing, so cancer will soon be the most common cause of death.

Cinsiyet ile ölüm arasındaki fark, ölümün tek başına yapılabileceği ve kimsenin bunun hakkında gülmemesidir.

The difference between sex and death, is that death can be done alone, and nobody laughs about it.

- Savaş alanında defalarca kez kefeni yırttı.
- Savaş alanında pek çok kez ölümün eşiğinden döndü.

He cheated death many times on the battlefield.

Dünya Sağlık Örgütü alkolün kötü kullanımının dünyada ölümün ve sakatlığın önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söylüyor.

The World Health Organization says alcohol abuse is the third leading cause of death and disability in the world.

Alkolle ilgili ölümün dört ana nedeni vardır. Araba kazalarından ya da şiddetten yaralanma biri, karaciğer sirozu, kanser, kalp ve kan sistemi gibi hastalıklar diğerleri.

There are four main causes of alcohol-related death. Injury from car accidents or violence is one. Diseases like cirrhosis of the liver, cancer, heart and blood system diseases are the others.