Translation of "Çaydanlık" in English

Çaydanlık kaynıyor.

The kettle is boiling.

Çaydanlık uğulduyordu.

The teapot is whistling.

Çaydanlık kaynıyor olmalı.

The kettle must be boiling.

Çaydanlık masanın üstündedir.

The teapot is on the table.

Çaydanlık masanın altındadır.

The teapot is under the table.

O çaydanlık oldukça kirli.

That teapot's pretty dirty.

Çaydanlık ötmeye başlayıncaya kadar bekle.

Wait till the kettle begins to sing.

O, hoş görünen bir çaydanlık!

That's a nice-looking teapot!

Tom sobanın üzerine bir çaydanlık koydu.

- Tom put a kettle on the stove.
- Tom put the kettle on the stove.

- Tom bir fincan kahve yaptı.
- Tom bir çaydanlık kahve yaptı.

Tom made a pot of coffee.