Translation of "Kaynıyor" in English

Çaydanlık kaynıyor.

The kettle is boiling.

Çaydanlık kaynıyor olmalı.

The kettle must be boiling.

Onun kanı kaynıyor.

His blood is boiling.

Dünya deli kaynıyor.

- The world is a den of crazies.
- The world is a madhouse.

Çay sıcak kaynıyor.

The tea is boiling hot.

Kahve demliği kaynıyor.

The coffeepot is boiling.

Bu yer karınca kaynıyor.

This place is crawling with ants.

Bu göl alabalık kaynıyor.

This lake abounds in trout.

Dükkânı sürekli müşteri kaynıyor.

His store is always crowded with customers.

Yatağın toz akarı kaynıyor.

Your bed is crawling with dust mites.

Yastığın toz akarı kaynıyor.

The pillow is crawling with dust mites.

Şehir her zaman turistlerle kaynıyor.

The town is always crawling with tourists.

- Su kaynıyor.
- Su kaynayıp buharlașıyor.

The water is boiling away.

O kulübe kertenkeleler ve böceklerle kaynıyor.

That hut is crawling with lizards and insects.

Venedik'teki San Marco meydanı yazın hep turist kaynıyor.

St Mark's Square in Venice is always swarming with tourists in the summer.