Translation of "Yapmadı" in Dutch

0.007 sec.

Examples of using "Yapmadı" in a sentence and their dutch translations:

Ama yapmadı.

Maar hij deed het niet.

O bunu yapmadı.

Hij heeft het niet gedaan.

Tom onu yapmadı.

Tom heeft het niet gedaan.

- Tom bir şey yapmadı.
- Tom herhangi bir şey yapmadı.

Tom deed niets.

Hiç kimse hile yapmadı.

Niemand speelde vals.

Hiç kimse panik yapmadı.

Niemand is in paniek geraakt.

Tom hiçbir şey yapmadı.

Tom deed niets.

Onlar bana ödeme yapmadı.

Ze hebben me niet betaald.

Tom bir açıklama yapmadı.

Tom gaf geen uitleg.

Tom çok şey yapmadı.

Tom heeft niet veel gedaan.

Bir süre hiçbir şey yapmadı,

deed niets gedurende een tijd,

Hiç kimse bir şey yapmadı.

Niemand heeft iets gedaan.

O yanlış bir şey yapmadı.

Hij heeft geen fout gemaakt.

Tom bunu para için yapmadı.

- Tom deed het niet voor het geld.
- Tom heeft het niet voor het geld gedaan.

Tom utanılacak bir şey yapmadı.

Tom heeft niets gedaan om zich voor te schamen.

Tom bir haftadır banyo yapmadı.

Tom heeft een week lang geen bad genomen.

Annem ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

Mijn moeder deed niets dan huilen.

Tom yapacağını söylediği şeyi gerçekten yapmadı.

Tom heeft niet daadwerkelijk gedaan wat hij zei dat hij zou doen.

Tom yapacağını söylediği şeyi henüz yapmadı.

Tom heeft nog niet gedaan wat hij zei dat hij zou doen.

Şimdiye kadar Tom hiçbir şey yapmadı.

Tot nu toe heeft Tom niets gedaan.

O her zaman ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

Ze huilde alleen maar de hele tijd.

Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.

Enige tijd lang keek ze mij alleen maar aan.

Bütün gün yatakta uzanmaktan başka bir şey yapmadı.

Hij bleef de hele dag in bed liggen.

- Tom hiç kayak yapmıyordu.
- Tom hiç kayak yapmadı.

Tom heeft nog nooit geskied.

Tom Mary'ye yardım etmek için bir şey yapmadı.

Tom stak geen poot uit om Mary te helpen.

Şimdiye kadar hiç kimse bunu benim için yapmadı.

Niemand had dit ooit voor mij gedaan.

Bu pazarda hüküm sürmek için neredeyse hiçbir şey yapmadı.

bijna niets aan gedaan om deze markt te reguleren.

Tom kesinlikle o tür cezayı hak edecek bir şey yapmadı.

Tom heeft zeker niets gedaan waarvoor hij een dergelijke straf zou verdienen.

Daha önce hiç kimse benim için asla böyle bir şey yapmadı.

Zoiets heeft nog nooit iemand voor mij gedaan.

Valentina Tereshkova asla uzaya ikinci bir yolculuk yapmadı . O Komünist Partisinin önemli bir üyesi ve Sovyet hükümetinin bir temsilcisi oldu.

Een tweede reis in de ruimte ondernam Valentina Tereschkova niet meer. Ze werd een belangrijk lid van de communistische partij en een vertegenwoordigster van de Sovjetregering.